Davacı tanıklarının, davacının evden ayrılırken çeyiz eşyalarını almadığını ifade ettiği davalının da aksi yönde kanıt getiremediği bu nedenle çeyiz eşyalarının, davalının evinde ve zilyetliğinde kaldığının kabul edilmesi gerektiği-
Dava konusu meskenin tamamının banka kredisi kullanılarak alındığı açık ise de meskenin taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra üçüncü kişiye satılması, mal rejimi sona erdiği sırada davalının mal varlığında bulunması sebebiyle tasfiyeye gireceği açık olup, tasfiye sonrası üçüncü kişiye yapılan satışın davacının katılma alacağı hakkını etkilemeyeceği-
Her iki tarafın tanıkları aileler arasındaki kavgaya ilişkin beyanda bulunmuş olup mahkemece de ziynet eşyalarının davalının ailesine verilip verilmediğine ilişkin hiçbir soru sorulmamış olduğundan mahkemece tarafların göstermiş olduğu tanıkların ziynet alacağı yönünden dinlenmesi ve neticesine göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kocasını sevmediğini, beğenmediğini, yanına yakışmadığını ve ondan tiksindiğini söyleyen ayrıca aptal, salak gibi sözlerle hakaret eden ve eşine şiddet uygulayan kadının, bağımsız konut açmayan ve eşine karşı ilgisiz davranan davacı-karşı davalı koca'ya göre boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğu- Nişan, kına ve düğünde takılan takıların olağan olarak kadının üzerinde olması gerektiği ve bunların kocanın zilyetliğine terk edilmiş olmasının olağana ters düştüğü -
Kadın adına kayıtlı “edinme tarihi” ve “edinme sebebi” gösterilmeyen 1992 model araç ile ilgili araştırma yapılarak tasfiyesine karar verilebileceği-
Davalı yan boşanma ile sona eren evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın muristen intikal eden taşınmazın satımından elde edilen para ile satın alınan kişisel mal olduğu iddiasında bulunmuş, davalı gösterdiği delillerle iddiasını ispat edememiş ve ayrıca, taşınmazın davacı tarafından davalıya hibe edildiği de ileri sürülmediği gibi, davacının anlatımı ve dosya kapsamından davacının bu amaçla hareket ettiği sonucuna varmak da mümkün bulunmadığından, TMK'nun 222/son maddesi gereğince taşınmazın edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekeceği-
Bağımsız konut açılmadığı ve davalı (koca) ile ailesinin davalı (kadın)'a hakaret ettiği gerekçesiyle açılan boşanma davasında, davalı (koca)'dan ve onun ailesinden kaynaklanan bir geçimsizliğin varlığının ispatlanamadığı, açılan boşanma davasının reddi ile davalı kocanın kusuru kanıtlanamadığından kadının maddi-manevi tazminat talebinin reddi gerekeceği-
Davacı sunduğu delilleri ile konuttan ayrıldığı sırada ziynetleri götürmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını usulünce kanıtlayamadığından, davacının isteminin reddine karar verileceği-
Dava, TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı ve ziynetlerin aynen iadesi, bunun mümkün bulunmaması halinde ise bedelinin tahsili isteğine ilişkin olup, taşınmazın mal ayrılığı rejimine tabi bulunduğu, davacının evlilik süresince gelir getiren bir işte çalışmadığından ve başka bir biçimde katkısını ileri sürüp ispat etmediği, bu haliyle davacının taşınmaza katkısından söz edilemeyeceği-
Mahkemece; öncelikle davalı tarafça delil olarak dayanılan boşanma dosyasının celbedilip incelenmesi, sonrasında ise bu delil ile toplanan diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle uyuşmazlığa konu ziynet eşyalarının esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği-