Bölge Adliye Mahkemesinin belirtilen kararı ile geri çevirme kararından sonra gerekçeli kararın vasiye tebliğ edildiği, vasi tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı ve şikayet eden avukata yeni bir vekaletname verilmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davayı kabul etme yetkisinin ancak kendisine karşı dava açılmış olan kişiye yani davalıya ait olduğu- Dava ehliyeti olmayan davalıya karşı veya onun tarafından yapılan usul işlemlerinin geçersiz olduğu, ancak kanuni temsilcinin davalıya karşı veya onun tarafından yapılan işlemlere icazet verebileceği, davaya kabul beyanının aynı zamanda vesayet makamının iznini gerektireceği- İlk derece mahkemesi kararının, bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nin 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce doğrudan doğruya göz önünde tutulması gerektiği- Tarafın ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddiaya karşı deliller ibraz edildiğinden vesâyet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması ve bu durumun sonucuna göre yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
Mirasçı ............’in vesayet altında olduğuna dair vesayet kararı ve TMK’nın 462/2 maddesi uyarınca vasinin vesayet altındaki kişi adına dava açması hususunda mahkemeden aldığı izin kararı ile vasiden temin edilmiş vekaletnamenin ibrazı sağlanmaksızın işin esasına girilerek hüküm kurulmasının, gerekçeli kararda adı geçen ve davacı olarak gösterilen mirasçılardan .............’in sıfatına yer verilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davada, davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmış bulunmasına göre, mahkemece yapılacak işin; dosyaya davalı kadına ait sağlık dosyaları ile kadının teşhis ve tedavisine ait diğer dosyaların da getirtilerek, ekonomik sosyal durum araştırması kayıtları, kadının duruşmadaki beyanları ve dosya içeriği dikkate alınarak, Türk Medeni Kanunu'nun 405 inci ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 42 nci maddeleri uyarınca davalı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse Türk Medeni Kanunu'nun 462/8 inci maddesi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibaret olduğu-
Vasinin izin almaksızın dava açması durumunda, mahkemece, vasiye bu yönde ilam alıp sunmak üzere uygun bir süre verilmesi gerekeceği, bu husus yerine getirilmeden yargılama yapılarak davanın sonuçlandırılmasının kanuna aykırı olduğu-
İlk derece mahkemesince vasiye, dava açma yönünde izin kararı alması için imkan tanınarak, yargılamaya devam edilmesi gerekirken, vesayet makamından husumete izin için usulüne uygun karar alınmadan davaya bakılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Mahkemece, davacının yargılama sırasında kısıtlanması nedeniyle davaya vasisi aracılığıyla devam edip etmeyeceğinin tespiti için vasisi...'a 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde tebligat yapılarak duruşmaya davet edilmesi; davaya devam edilecek ise 4721 sayılı TMK'nın 462 maddesi gereğince eldeki davanın takibine dair izin ve yetki alması için vasiye uygun bir süre verilmesi ve belirtilen eksiklikler giderildikten sonra işin esası hakkında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Yerel sulh hukuk mahkemesinin ilamıyla davacınn 4721 sayılı TMK'nin 405/1. maddesi gereğince kısıtlanıp, ...........'ın vasi tayin edildiği, eldeki davada da vasi tarafından davacı adına vesayeten davacı vekiline vekaletname verildiği ve davanın bu şekilde açıldığı, ancak eldeki dava için vesayet makamından alınmış husumete izin kararının bulunmadığı anlaşıldığından, TMK'nin 462/8. maddesi uyarınca eldeki dava için vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması ve anılan usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece; dava konusu taşınmaz için ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden- dava tarihine kadarki dönem için, diğer taşınmazlar için ise ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden - satış tarihine kadarki dönem için, hazırlanacak denetime elverişli bilirkişi raporu ile hesaplanacak ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili yönünde hükmün tesisi gerekirken, yazılı gerekçeyle yasal süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde delil olarak dayanılmayan tanık beyanları nazara alınarak davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının 4721 sayılı TMK.nın 405/1. maddesi gereğince kısıtlanıp, kendisine vasi tayin edildiği, eldeki davada da vasi tarafından davacı adına vesayeten davacı vekiline vekaletname verildiği ve davanın bu şekilde açıldığı, ancak eldeki dava için vesayet makamından alınmış husumete izin kararının bulunmadığı anlaşıldığından, TMK'nin 462/8. maddesi uyarınca eldeki dava için vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması ve anılan usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekeceği- Çekişmeli parselde yer alan davalı payı dava dışı üçüncü kişi adına tescil edilmiş ise, tapu iptali ve tescil istemi ile açılan davada, mahkemece, davacı yana 6100 sayılı HMK.nin 125 ve devamı maddeleri gereğince seçimlik hakkının hatırlatılması, davaya yeni malike karşı iptal ve tescil davası olarak devam edildiği takdirde, taşınmazı devralan yeni malike davalı sıfatıyla tebligat yapılıp delil gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, gerçekleşecek sonuca göre, işin esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekeceği- Tescil ilamı içeriğine göre davacının satın aldığı tarih itibarı ile söz konusu taşınmazın tapusuz olup TMK'nin 762. maddesi uyarınca menkul mal hükmünde olduğu, aynı Kanun'un 763. maddesi uyarınca satış ve devir için zilyetliğin teslimi gerekeceği, bu durumda mahkemece, dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın dava konusu bölümünün öncesi tapusuz olup, tapusuz taşınmaz satın ve devralınmakla davacı lehine mülkiyet hakkının doğduğu nazara alınmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-