Bilindiği üzere; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun davada kanuni temsili düzenleyen 52. maddesi “Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir ” hükmünü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun vesayet makamından izini düzenleyen 462/8 maddesinde “Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının kısıtlılık kararı üzerine vasi tarafından açılan davalarda denetim makamından husumete izin kararı alınmasının gerektiği-
Satış ilanı hapis cezası ile mahkumiyeti bulunan borçlunun kısıtlanma tarihinden önceki vekiline tebliğ edilmiş olup vesayet altına alınma kararından sonra, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, İİK. mad. 127 uyarınca çıkarılan satış ilanının vasiye tebliğinin zorunlu olduğu-
Davacı vasisi tarafından kısıtlı davacı adına dava açılabilmesi için TMK'nın 462/8. maddesi gereği, vesayet makamından husumete izin kararı alınması gerektiğinden, davacı vasisine, davalı aleyhine işbu sıra cetveline itiraz davasını açabilmesi için TMK'nın 462/8. maddesi uyarınca husumete izin verilip verilmediğinin vasiden sorularak, varsa bu kararı sunmak üzere kesin süre verilmesi gerektiği-  İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunların icra müdürlüğünce sıraya konacağı ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemeyeceği-  İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine Ceza İnfaz Kurumu'nca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği-  Mahkemece, davanın TBK. 19'da düzenlenmiş genel muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
Davanın satıştan önce açıldığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle "ihalenin feshi"ne yönelik şikayetin reddine karar verilmişse de, satış dosyası içeriği ve icra müdürlüğü yazılarından, taşınmazların daha önce 1. açık artırmada ihale edildiği ve şikayetin yasal süresinde yapıldığı görüldüğünden,  mahkemece,TMK'. mad. 462  de dikkate alınarak şikayet için vesayet makamının iznine dair usuli eksiklik tamamlandıktan sonra, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere vasinin dava açması için vesayet makamının izni gereklinin olduğu (TMK. mad. 462/8)- 
Ehliyetsizlik, hile ve akde aykırılık hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Paydaşlığın giderilmesi davalarının, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu- Mahkemece, vasiye sulh hukuk mahkemesinden izin ve yetki alınması için dava açmak üzere süre verilmesi (TMK. mad. 462), ayrıca bir kısım davalıların vasisine dava dilekçesi tebliğ edilerek işin esasına girilmesi gerektiği-
TMK'nin 462/8. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 52. maddeleri uyarınca vesayet makamından husumete izin alınarak vasi huzuruyla yargılamanın sürdürülmesi ve böylece davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, bundan sonra bu davacı bakımından işin esası hakkında bir karar verilmesi, ayrıca taşınmazın iki odasında halen davacı H.'nin eşyalarının bulunduğu gözetilerek bu davacı bakımından davanın reddine karar verilmesi; diğer davacılar bakımından ise ihtarnamenin tebliğ edildiği 02.08.2011 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerektiği-
TMK. mad. 462/8 ve HMK. mad. 52 uyarınca, vesayet makamından husumete izin alınarak vasi huzuruyla yargılamanın sürdürülmesi ve böylece paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkin davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi gerektiği-