Davalı kocanın eşine hakaret edip, ona fiziksel şiddet uyguladığı, ortak konuta geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiği, birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı; buna karşılık davacı kadının ise yatağını ayırarak eşinden ayrı yattığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığından; boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurlu olan koca aleyhine maddi manevi tazminata hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Çocuğunun doğumunda kocasını yanında göremeyen kadının ruhsal açıdan derin biçimde yaralar oluşturacağından ve bu durum kişilik haklarına saldırı teşkil edeceğinden davalı yararına uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışın kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Güven sarsıcı davranışlarda bulunan ve boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olan koca aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflardan birinin "eşinin hastalığı ile ilgilenmediği", "eşine şiddet uyguladığı", tarafların "10 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları ve birlikte yaşamaktan kaçındıkları" olayda, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının gerçekleştiği, verilen boşanma kararının doğru olduğu-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşine hakaret eden, istemediğini söyleyen davalı-davacı kocanın ağır kusuruna karşılık, davacı-davalı kadının cinsel ilişkiden kaçınma suretiyle az da olsa kusurlu olduğu, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilerek davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddedilemeyeceği-
Kendisini vekille temsil ettiren davacı kadının ziynet alacağı talebi kabul edildiğinden kabulüne karar verilen miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal du­rumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dere­celerine paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat az olduğundan; Türk Me­deni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Borçlar Kanununun 42. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md. 174/1) takdiri gerekeceği-
Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdir edilemeyeceği-
Davada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek davalı kocadan kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren kanıt bulunamadığından, davacı eş yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceği-