Borçlunun aciz halinde olduğunun anlaşılmasına, iptali istenen tasarrufların dava konusu takip dosyasındaki 25.3.2011 tanzim 3.7.2012 vadeli senetle doğan borçtan sonra yapılmasına, 4.6.2013 ve 26.8.2013 tarihli tasarrufların dava açıldıktan sonra yapılmış olmasına, davalı 3.kişilerin borçlunun eşi ve kızı, davalı 4.kişi şirketin borçlunun çocuklarına ait yine davalı 4.kişinin de ekonomik durumu itibarıyla dava konusu aracı almasının hayatın hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle dava konusu 12.10.2011 ve 20.10.2011 tarihli tasarrufların İİK’nun 278/3-1 ve 280/1 madde, 4.6.2013, 26.8.2013 tarihli tasarrufların da İİK’nun 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu- Borcun doğumu, iptali istenen tasarruflardan sonra olduğundan adı geçen davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği- Davacı bankanın dava konusu yaptığı takip dosyasına davalı borçlunun itiraz ettiği ve itiraz üzerine takibin durduğu, başka bir dava ile davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşıldığından mahkemece itirazın iptali davası ilgili mahkemesi'nden istenerek incelenmesi davacı lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise şimdiki gibi anılan takip dosyası yönünden de tasarrufların iptaline, aksi takdirde kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, davalı borçlu lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise anılan takip dosyası yönünden davanın önkoşul yokluğu reddine karar verilmesi gerekeceği-
İptali istenen tasarrufun senet ve kullanılan kredi sözleşmelerine dayalı borçtan sonra yapılmış olduğu görüldüğünden, borçlunun çocukları olan davalı 3. kişiler (İİK. mad. 278/3-1) ve borçlunun çalışanı davalı 4. kişi (İİK. mad. 280) yönünden tasarrufun iptali gerektiği- İcra takibine itiraz üzerine davacı alacaklının itirazın iptali davası açtığı anlaşıldığından, bu davanın davacı lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş olması halinde, anılan takip dosyası yönünden de tasarrufların iptaline, aksi takdirde kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, davalı borçlu lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise anılan takip dosyası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Haciz tutanağının İİK. mad 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu- Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu, davalı üçüncü kişinin borçlu davalının durumunu ve amacını bilen kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun iptale tabi olduğu, davalı üçüncü kişi dava konusu taşınmazı elden çıkardığından hakkındaki davanın bedele dönüştürüldüğü-
Borçlunun aciz halinde olduğunun anlaşılması, iptali istenen tasarrufların dava konusu takip dosyasındaki senetle doğan borçtan sonra yapılmış olması ve davalı 3. kişinin borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK’nun 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu- Borcun doğumunun, iptali istenen tasarruflardan sonra olması halinde, tasarrufun iptali davasının, "dava şartı yokluğu" nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği- Davalı borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durması ve davacı tarafından itirazın iptali davası açılması halinde, davanın davacı lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş olması halinde, tasarrufların iptaline, aksi takdirde kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, davalı borçlu lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise anılan takip dosyası yönünden davanın önkoşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, aciz halinde olan borçlunun alacaklılarını zarara uğratmak için aynı evde birlikte oturdukları aynı zamanda kayınpederi olan şahsa satış yaptığı, her ne kadar borçlu eşinden boşanmış ise de davalının dava konusu taşınmazları edinme tarihinde borçlu ile kızının evli olduğundan ve boşanmanın kesinleşmediğinden aralarındaki tasarrufun bağışlama niteliğinde olduğundan iptali gerektiği- İşyeri niteliğindeki taşınmazın devrinin İİK. mad. 280 gereğince de iptali tabi olduğu-
Taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark olmadığı ve borçlunun vergi borcu için gerekli işe başlama tarihi, tasarruftan sonra yapıldığından tasarrufun iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan işletme ile aynı alanda faaliyette bulunan bitişik işletme sahibi davalı dördüncü kişi şirketin borçlunun mali durumunu bildiği veya bilmesi gereken şahıslardan olduğunun kabulü ile bu davalı yönünden de davanın kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu hisse devirlerinin iptali gerektiği, taşınmaz üzerinde borçlu işyeri olduğundan yapılan devrin aynı zamanda işyeri devri niteliğinde olduğu, taşınmazı borçlu şirketten satın alanların yakın akrabalık ve iş ilişkisi nedeni ile olduğu, davalı şirketin ise ticari işletme niteliğinde olan taşınmazları satın almış olması ve satın alan davalı şirket ile satılan işletmenin bitişik konumda bulunması dava konusu parsellerin bitişiğinde komşu işyeri olarak aynı alanda faaliyette bulunduğundan iyiniyetli sayılamayacağından bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu
Takip konusu borcun satış sözleşmesinden doğmuş olmasına, borçlu hakkında düzenlenmiş kati aciz belgesinin sunulmasına, davalı 3.kişinin borçlunun çalışanı olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK'nun 280/1 madde gereğince iptale tabi bulunduğu- İİK'nun 283/1 madde gereğince davacının, iptal davası sabit olduğu takdirde bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak (kati aciz belgesi düzenlenmiş ise kati aciz belgesindeki miktarla sınırlı olarak) cebri icra yolu ile hakkını elde etme yetkisini elde edeceği; iptal davası, 3.kişinin elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa bu değerler nispetinde 3.kişi davacının alacağı ve fer'ileriyle sınırlı olarak (kati aciz belgesi düzenlenmiş ise kati aciz belgesindeki değer üzerinden) nakten tazminata mahkum edileceği- Tazminata dönüşen bağımsız bölüme ilişkin iptal ve tazminat hükmünün alacakla sınırlı olarak kurulması gerekirken alacak, faiz ve masraflar dahil edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Dava konusu iptali istenen tasarrufların tarafı olmayan davalılar hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği- Davalı borçlu şirket tarafından davalı 3.kişi şirkete satışı yapılan taşınmazın üzerinde benzin istasyonu bulunduğundan dava konusu tasarrufun ticari işletme devri niteliğinde olması nedeniyle İİK. mad. 280/3 gereğince, bayilik sözleşmesinden davalı borçlu şirketin davalı 3.kişi şirketin bayisi olduğu, borç tasfiye ve yenileme protokolü ile borç tasfiye ve işletme ortaklık protokolünden de davalı borçlu şirketin davalı 3.kişi şirkete borçları olduğu dolayısıyla davalı 3. kişi şirketin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK'nun 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu, davalı borçlu şirketin (18,9 hissesi oranında) dava konusu parsellerin davalı 3.kişi şirkete devrine ilişkin tasarrufun davacının alacak ve ferileriyle iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-