Mahkemece, davanın BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğunun kabulü ile davanın esasına girilerek öncelikle davacının işçilik alacağının kesinleşip kesinleşmediği veya takibe konulup konulmadığı tesbit edilerek, alacağın varlığının tesbiti halinde ise muvazaa koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermek gerekeceği-
Tespit davasının dinlenebilmesi için tespit isteyenin dava açmakta güncel hukuku yararının bulunması gerektiği (HMK. mad.106/2)- Kamulaştırma Kanun'un 19.maddesi uyarınca açılan zilyetliğin (muhdesatın) tespiti davasında hukuki yararın mevcut olabilmesi için; muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın kamulaştırma planı (sahası) içinde kalması gerektiği-
Tespit davalarının görülebilmesi için, güncel hukuki yararın bulunması (HMK. mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerektiği- Tespit davaları eda davalarının öncüsü olduğundan, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığının kabul edileceği- Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re'sen gözetileceği ve hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı sözleşmeye aykırı ve eksik imalât sebebiyle borçlu bulunmadığını ileri sürdüğü ve sözleşmeyi bankadan aldığı krediyle yaptığını ilgili .. yapılacak tavuk çiftliğiyle ilgili ruhsat ve projelerin bulunduğunu ileri sürdüğüne göre davacının vereceği bilgiler doğrultusunda ilgili bankadan ruhsat ve proje getirtilip, mahallinde gerekirse yeniden keşif yapılarak, mümkünse teknik bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla, mümkün olmaması halinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan yüklenici .. sözleşme ve ek sözleşme ile getirtilecek ruhsat ve projesi ile iş sahibi, burayı tavuk çiftliği olarak kullanmayı amaçladığından, iş sahibinin beklediği amaca göre eksik imalât bulunup bulunmadığı ve bunların bedelinin hesaplattırılması gerektiği-
Dava tarihi itibariyle eda davası açılması mümkün bulunan hallerde tespit davası açılmasında güncel hukuki yararın bulunmadığından hukuki yarar yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Kullanım kadastrosu yapılmayan yerde zilyet olduğunun tespiti istemi ile açılan davalarda davacıların hukuki yararı bulunmadığı ve adli yargı merciilerince, idari yargıyı ilgilendiren hususlarda idareyi zorlayıcı nitelikte tespit kararı verilmesinin de mümkün olmadığı-
Dava tarihi itibariyle eda davası açılması mümkün bulunan hallerde tespit davası açılmasında güncel hukuki yararın bulunmadığından hukuki yarar yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının, yükleniciden temlik aldığı şahsi hakkına dayanarak taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının tespitini istemine ilişkin tespit davası değil, yüklenicinin temlikine dayalı olarak eda davası niteliğindeki tapu iptali ve tescil veya tazminat davası açması gerektiği-
Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davanın alt işverenlere ihbarını istediği, davalı bakanlık asıl işveren olup İş Kanunu'nun 2. maddesine göre ödenmeyen işçilik alacaklarından alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, Bakanlığın, ödeyeceği işçilik alacağından dolayı davayı ihbar ettiği alt işverenlere rücu hakkı bulunduğu, davalının davayı ihbar talebi hakkında bir işlem yapılmaması usul ve yasaya aykırı olacağı- Davacı, dava dilekçesinde, belirsiz alacak davası açtığını belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi  ve yol ücreti ile ilgili olarak, talep miktalarını kısmi olarak belirlediği, daha sonra ıslah dilekçesiyle HMK mad.107 uyarınca kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret,  fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti hususlarında talep miktarını artırdığı, dava türünün, talep sonucuna göre belirleneceğinden, dava dilekçesi incelendiğinde taleplerin kısmi olması ve ıslahla artırılması karşısında davanın kısmi eda külli tespit davası olarak değerlendirilmesi gerektiği-  Faiz başlangıcına ilişkin olarak, kıdem tazminatına fesihten itibaren, diğer alacaklarda ise dava dilekçesinde istenen miktara dava tarihinden, ıslahta istenen miktara da ıslahtan itibaren faiz uygulanması gerektiğinden, davanın tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olarak nitelendirilerek kıdem tazminatı dışındaki alacaklara uygulanan faiz başlangıcı hakkındaki belirlemenin isabetsiz olduğu-
En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilip ve tasfiye sonunda arta kalan değerlerin, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği- Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan davanın sıfat yokluğundan reddedileceği- Davacı veya davalıdan birinin taraf sıfatına sahip olmaması durumunda verilecek olan ret kararı o davadaki taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluştursa da, dava konusu hak ve taraf sıfatına sahip olan kişiler bakımından kesin hükümden söz edilemeyeceği- Dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğinde olduğu ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği-
Muhdesatın tespiti davası bir tespit davası olarak HMK 106. madde uyarınca güncel hukuki yarar koşulu bulunması ile açılacağı ve görüleceği- Taraflar arasında derdest ortaklığın giderilmesi davası mevcut bulunduğu ve burada taraflar arasında davaya konu taşınmazların fiili kullanım durumuna göre muhtesatların kimin tarafından meydana getirildiği konusunda uyuşmazlık bulunduğuna göre, davacıların bu davayı açmakta hukuki yararı mevcut olduğu-