Taraflar arasındaki sözleşmede, yapı denetim masrafları ve iskan izin belgesi alınması ve masraflarının da yükleniciye ait olacağının açıkça düzenlendiği; davalı yüklenicinin ise bu borçlarını ifa etmediği gibi inşaatta halen eksik ve kusurlu işlerin bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda, mahkemece, eksik ve kusurlu işler bedeli, yapı denetim masrafları ve iskan izni alınması ve masraflarının karşılanması amacıyla, davacıların nama ifa ve bu kapsamda 19 numaralı dairenin satışına izin ve yetki verilmesi taleplerinin kabulü yerine nama ifa talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında, satış kararı verilebilmesi için ifasına izin istenilen işlerin bedeli ile satışına izin istenilen taşınmazın bedeli arasında aşırı oransızlık bulunmaması, satışa izin talebinin TMK'nın 2. maddesindeki dürüst davranma ilkesine ve hakkaniyete de aykırı olmaması gerekeceği, yüklenicinin ifasına izin verilen işler bedelini ödemeye hazır olduğunu bildirip mahkeme veznesine depo etmesi veya bedeller arasında önemli oranda fark bulunması halinde taşınmaz satışına izin verilmesine dair talebin reddedilmesi gerekeceği, bu durumda, mahkemece, ifasına izin verilen işler bedelini depo etmesi için, davalı tarafa süre verilmesi, depo ettiği takdirde, nama ifa talebinin reddine karar verilmesi; depo etmediği takdirde ise, nama ifa talebi yerine, belirlenen eksik işler bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Arsa sahibinin nama ifa talep etmesi halinde, aynı zamanda sözleşmenin aynen ifasını ve tasfiyesini de talep etmiş kabul edileceği- Davacıların, sözleşme kapsamında kalan eksik işlerin tamamlanması, yapı ruhsatı alınması için yapılacak giderlerin ödenmesi, yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçlarının ödenmesi ve yapı denetim şirketine bedel ödenmesine yönelik taleplerin tamamı, sözleşmenin aynen ifası kapsamında kalan, tasfiyeye yönelik talepler olup TBK. mad. 113/1'de yer alan "yapma borcu" ibaresinin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde sadece eksik inşaatın yapılması şeklinde değil; sözleşme gereğince yüklenici tarafından inşaatla ilgili yapılması gereken tüm işlemlerin yapılması şeklinde anlaşılması gerektiği- Talebe rağmen, yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borcun ödenmesi ile yapı denetim şirketine hizmet bedeli ödenmesi için arsa sahibine nama ifa kapsamında yetki verilmemesinin hatalı olduğu- Yükleniciye ait 2 bağımsız bölümün birlikte satılması halinde nama ifanın ancak gerçekleştireceği düşünülerek her iki bağımsız bölümün satışına karar verilmesi gerektiği- Satışına izin verilen bağımsız bölüm satış bedelinin hüküm fıkrasında sayılan eksik işlerin tamamlanması ve hüküm anında tam olarak miktarı belli olmayan yapı denetim bedeli ve SGK borçları için avans olarak davacı tarafa verilmesi ve artan kısmın yüklenici hesabına aktarılmasına karar verilmesi gerekirken eda şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, nama ifaya ilişkin infazın ne şekilde yapılacağının esas alınan rapora atıf yapılarak veya hüküm yerinde gösterilmemesinin de isabetsiz olduğu-
Uyuşmazlığın çözümü için alınan bilirkişi kurulu raporunda TBK'daki düzenlemeler gereği değerlendirme yapılmamış olup, bilirkişi kurulu raporunun eksik ve ayıplı işler ayrımı ile bedellerinin tespiti yönünden hüküm kurmaya elverişli olmadığı, nitekim raporda fiili teslim tarihi de dikkate alınarak hangi ayıbın gizli, hangi ayıbın açık ayıp olduğu saptanmamış olup bu hususlar tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğundan, mahkemece, inşaattaki ayıplı imalat belirlendikten sonra bu ayıpların gizli ve açık olanları ayrılıp, açık ayıplar için süresinde ayıp ihbarı yapılmış olup olmadığı, diğer hususlarda TBK'daki düzenlemeler de göz önünde bulundurularak ek rapor alınıp oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı yetki verilmesi talebine ve arsa sahibinin vekaletten azli nedeniyle davalının temerrüde düştüğünün tespiti istemine ilişkin olduğu, davacı yüklenicinin talep ettiği yetkiler, davacının murisinin taraf olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahiplerince kabullenilen yükümlülüklerle ilgili olduğundan, dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, Kat Mülkiyeti Kanunu 'nun uygulanmasından kaynaklanmadığından HMK. mad. 4 kapsamında sulh hukuk mahkemelerinin görevine girmeyip, ayrıca HMK.mad. 382 'de sayılan çekişmesiz yargı işlerinden de olmadığından ve taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ve TBK. mad. 113. 'e dayalı yetki istemine ilişkin bulunduğundan, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu-
Davalı banka nezdinde açılmış olan hesaplarda bulunan paraların davacıların bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu diğer gerçek kişi davalı hesabına ... yapılması suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, davacıların üçüncü kişilerle el ve iş birliği yaparak ya da başka şekilde kusurlu davrandıklarının kanıtlanamayıp, davalı banka tarafından hesaplarda bulunan paraların güvenliğinin tam olarak sağlanamayarak, etkili güvenlik önlemlerinin geliştirilememesi karşısında zararın tamamından sorumlu olduğu kabul edilerek davacıların hesaplarından çekilen tüm tutarın davalı bankadan tahsiline karar vermek gerektiği-
Yapı kullanma izin belgesi masraflarının değerlendirilmesinde, sözleşme gereğince yükleniciye ait olduğu tarafların kabulünde bulunan SGK primi ve vergi borçları hesaba katılmamasının ve ortak alanlarla ilgili olarak arsa sahibinin payına oranlanarak bulunan bedelin hükümde esas kabul edilmesinin hatalı olduğu- Eksik imalatın neler olduğunu ve giderilme yöntemini açıklamayan raporun denetlenebilir olmadığı- 
Taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yüklenici tarafından alınması gerekli yapı kullanma izin belgesinin davacılar tarafından alınması ve bir no'lu bağımsız bölümde oluşan bir kısım hasar bedellerinin karşılanması amacıyla sözleşme ile yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bağımsız bölümün 1/2 payının satışına izin verilmek suretiyle nama ifaya izin verilmesi istenen davada, bu bağımsız bölümde arsa sahipleri adına kayıtlı bulunan 47/72 oranındaki payın satışına izin verilmiş ise de, bu payın kat irtifakı tapusundaki 12/455 paya tecavüz edip etmediği, yani talepten fazlasına hüküm verilip verilmediğinin değerlendirilmesi gerektiği- Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca yükleniciye bırakıldığı hususu sabit olduğundan, nama ifa konusunda bağımsız bölümün 1/2 payının satışı sonucu eksiklikler giderildikten sonra elde edilen paradan arta kalan miktarın davalılardan yükleniciye verilmesi gerektiği- Her ne kadar davacılara nama ifaya izin verilmiş ise de, hangi iş ve işlemlerin yapılması için izin verildiğinin hüküm yerinde belirtilmesi veya bu iş ve işlemleri ayrıntısı ile belirleyen bilirkişi raporuna atıf yapılarak karara ek yapılmak suretiyle ve bunların bedellerinin avans olarak takdir edildiği hususu da belirtilerek hüküm verilmesi gerektiği- 
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor