8. HD. 06.06.2018 T. E: 2016/4004, K: 13729-
Katkı payı alacağı isteği-
Avukatlık ücret sözleşmesinde, "Üzerine aldığı bu işten ötürü (avukat)'a davanın lehimize sonuçlanması halinde 10.000,00TL, aleyhimize sonuçlanması halinde 5.000.00 TL vekâlet ücreti ödenecektir..." ibaresi bulunduğundan ve katkı payı davasında davanın reddedilmesi sonucu, dava, davacı avukatın müvekkilinin lehine sonuçlanmış olduğundan, davacı avukatın katkı payına ilişkin sözleşmeden 10.000,00TL vekalet ücretine hak kazanmış olduğu- Mahkemece, sözleşmeye tarafların yüklemediği bir anlam yüklenerek hüküm tesis edilemeyeceği-
Boşanma hükmü kesinleşmediğine göre, tasfiyeye ilişkin bu talebin boşanma davasından tefrik edilmesi, boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Satış vaadi sözleşmesine göre taşınmazın bedelinin evlilik birliği içinde ödendiği anlaşıldığından, taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiğinin kabul edilmesi gerektiği-
Davacının davalı ile aynı yoğunlukta çalıştığı ve gelir elde ettiği anlaşıldığından, davacının, dava konusu taşınmazın edinilmesinde katkısının bulunduğunun kabulü gerektiği- Tarafların gelirlerinin ve bu kapsamda davacının taşınmazların edinilmesinde ne oranda katkı sağladığının tespiti mümkün olmadığından, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve TBK  mad. 50, 51 gözetilerek dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek tazminat niteliğindeki bir miktar paranın katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerektiği- TMK. mad. 222 kapsamında, yasa ile adi karine olarak edinilmiş mal hükmünde bulunan bir mala ilişkin katılma alacağı talebinde bulunan davacının, malın alımında katkı sağlaması gerekmediği, yasadan dolayı katılma alacağının bulunduğu- Davacı tanığı tarafların 2005-2006 yıllarında köy içindeki eski bir avluya iki katlı yeni bir ev yaptıklarını bildirdiğinden, taraflara uyuşmazlık konusu evin inşaatının başlama ve bitiş tarihlerinin açıklattırılması, bu konuda evin inşaatına başlama ve bitirme tarihlerinin 01.01.2002 tarihinden önce veyahut sonra olup olmadığının belirlenmesi, 01.01.2002 tarihinden önce ise hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve TBK. 50, 51  kapsamda uygun bir katkı payı alacağına hükmedilmesi, 01.01.2002 tarihinden sonra ise 4721 sayılı TMK'nun edinilmiş mallara katılma alacağını düzenleyen hükümleri çerçevsinde iddia ve savunma kapsamında toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek uyuşmazlığın çözümüne gidilmesi gerektiği-
8. HD. 21.02.2018 T. E: 2016/18252, K: 2567-
Birlikte görülen mal rejimi ile boşanma davasında her iki davanın da feragat nedeniyle reddine karar verilerek kesinleşmesinden sonra buradaki feragat beyanının, daha sonra açılan eldeki mal rejimi davasında dikkate alınıp alınamayacağı- TMK. mad. 225/2 uyarınca, eşler arasındaki mal rejiminin, kabulle sonuçlanan boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiş olduğu ve dolayısıyla daha önce yapılan beyanın, doğmamış haktan feragatin hukuki sonuç doğurmayacağına ilişkin kural gereğince, eldeki davaya bir etkisinin bulunmadığı- Davacının boşanma ile birlikte açtığı mal rejimine ilişkin davanın yargılaması sırasında mahkemeye sunduğu dilekçede yer alan beyanlarının mahkeme içi ikrar niteliği taşımadığı, davacının eşi ile tekrar birlikte yaşamaya başlaması nedeniyle evlilik birliğinin yürütülmesini sağlamak amacıyla davasından vazgeçtiği, davacının bu davranışının genel hayat tecrübelerine uygun olduğu, bu nedenle de bu beyanın klasik anlamda ikrar niteliği taşımayıp, feragat beyanının gerekçesine ilişkin açıklamalar niteliğinde olduğu- Mahkemece feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğurduğu, davacının bu mallarda hak sahibi olmadığını beyan ettiği ve haklarından vazgeçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- "Davacının vermiş olduğu dilekçe içeriğinin, doğmamış haktan feragat niteliğinde olmadığı, davacının yaklaşık üç yıl önce mahkemeye sunduğu dilekçede, bu davanın konusu olan para ve mallarda kendi hakkının olmadığının imzalı dilekçe ile bildirilmesinin mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, kesin delil teşkil ettiği"  şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Taraflar arasında taşınmazın devir tarihinden evvel tartışmalar bulunduğu, uyguladığı şiddet sebebiyle davalının evden uzaklaştırıldığı, tartışmalar sonrası davalının Cumhuriyet Savcılığına şikayet edildiği dikkate alındığında, TMK. mad. 229/2 gereğince davalının kardeşine yaptığı devrin, taşınmazın tasfiyede dikkate alınmasını engellemeyeceği, eklenecek değer olarak dikkate alınmasının yerinde olduğu ve bu durumda taşınmaz her ne kadar boşanma öncesi devredilmiş ise de, mal rejiminin sona erdiği nitelikleri itibariyle karar tarihine en yakın değeri üzerinden belirlenecek piyasa sürüm değeri artık değer kabul edilip, yarısı oranında katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği- Diğer mesken ise, 2006 yılında aidatlarını ödeyemeyen bir kooperatif üyesinden satın alma yoluyla devralınarak, aidat ödemeye devam edilmesi neticesinde 16.12.2009 tarihinde, edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde davalı adına tescil edilmiş, 21.11.2012 tarihinde arkadaşına devredilmiş olup, aksi ispatlanamadığından, kural gereği edinilmiş mal olarak kabulü gerektiği- Bu taşınmazla ilgili gerek borç alındığından, gerekse bankadan 48 aylık kredi çekilerek ödendiğinden, taşınmazın satışı ile elde edilen paranın gerek Almanya'daki gerekse Türkiye'deki borçların ödenmesinde ve lüks harcamaların karşılanmasında kullanıldığından bahsedilmekte ise de, bu savunmaya ilişkin herhangi bir bilgi ve belge olmadığına, davalı tarafça savunmaya ilişkin herhangi bir delil sunulmadığına, bu husus diğer delillerle de ispatlanamadığına göre, savunmaya itibar edilmemesinin yerinde olduğu- 48 aylık kredinin son taksiti de mal rejiminin sona erdiği tarihten önceye isabet etmekte olup, çalışma karşılığı elde edilen gelir de edinilmiş mal olduğundan, bu durumun da edinilmiş mal olma niteliğini değiştirmeyeceği-
Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların tasfiye hesabına katılacağı- Malların mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarının dikkate alınacağı-