Zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan somut davada davacı asil yönünden oluşan usuli eksikliğin diğer davacı ve birleşen dosya davacısı teşmil edilerek onlar hakkında da davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı-
Aralarında ihtiyati dava arkadaşlığı bulunan davacıların, ayrı ayrı tazminat talebinde bulunduğunun tespitinden sonra, belirtilen tazminat miktarları üzerinden, "her bir davacı" için ayrı ayrı vekalet ücretinin takdir edilmesinin gerektiği-
Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakta olup yargılama devam ederken dosya her üç davacı yönünden de dosya işlemden kaldırılmış, davacılardan sadece biri dilekçe ile davasını yenilemiş olduğu anlaşıldığından, davayı yenileme talebi olmayan davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği- Temyiz için gerekli harcı ve masrafı yatırmamış olması üzerine, mahkemece temyiz harç ve masraflarının yatırılması aksi halde temyiz talebinden vazgeçmiş sayılacağını bildireceği-
Davacının, kiralanan taşınmazın tahliyesine ilişkin isteminin reddedildiğinden, yargılama giderlerinin tamamının davalıya yükletilmesinin hatalı olduğu- Davalı yararına, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiği-
Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olsa bile, işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlıkların özelliği gereği bu tür davaların birlikte görülmesinin doğru olmadığı, iddia ve savunmanın usule uygun şekilde araştırılması, delillerin tümüyle toplanıp ayrıntılı olarak değerlendirilmesi, hukuki gerçekliğin tam olarak sağlanması ve ayrıca kararın Yargıtay denetimine elverişli olabilmesi için davaların her bir işçi için ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılmasının zorunlu olduğu-
Aynı işverene karşı ayrı ayrı açılan davalar birleştirilerek yargılama yapılmışsa da, dava konusu işçi alacakları bakımından davacıların hizmet sürelerinin ve çalışma bölümlerinin farklılığı dikkate alındığında bu tür davalarda birden fazla işçinin açtığı dava dosyalarının birleştirilerek, birlikte yargılama yapılıp, hüküm kurulması doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe ilişkin itirazın kaldırılması davasında, kiraya verenlerden birinin sözleşmedeki kira bedelinden payına düşen kısmın tahsili için icra takibi yapmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, zorunlu dava arkadaşlığı tahliye davasında sözkonusu olabileceği, davacının hissesi oranında alacağın tespit edilerek ve buna göre işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İhtiyari dava arkadaşlığında, her bir dava arkadaşının hükme karşı ayrı ayrı kanun yoluna başvurabileceği gibi birlikte de başvurabileceği- Gerek temyiz gerekse karar düzeltme incelemesi yapılabilmesi için gereken miktarların belirlenmesinde her bir davacının talebinin ayrı ayrı dikkate alınması gerektiği- Her bir davacının lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı, temyiz incelemesi için gereken değerin altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilemeyeceği-  "Dava konusu olayda tek bir haksız eylem bulunduğundan kararın miktar itibariyle temyiz kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı, davalının aleyhine hükmedilen tazminat miktarının tamamına göre belirlenmesi gerektiği, bu nedenle işin esasına girilmesi ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin murislerinin desteğinden yoksun kaldıkları iddiası ile ayrı talepte bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davacının çekişme konusu taşınmazı devrettiği ilk el durumundaki kişinin davada yer almasının sağlanmasıyla, davacı ile dava dışı kişi arasındaki temlikin inançlı işlem olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, taraflar arasında inanç ilişkisi var ise davalının inanç ilişkisini bilebilecek durumda olduğu gözetilerek davacı tarafından temlik edilen pay yönünden davanın kabul edilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor