Davadan feragat nedeniyle mahkemece bir karar verilmesi gerektiği*
Mahkemece yapılan ön inceleme duruşmasından önce davalı vekilinin mahkemeye mazeret dilekçesi sunduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesi ile ve devamında ısrarlı bir şekilde davanın reddine karar verilmesini istemesi ve delillerini bildirmek üzere süre talep etmesi, ilk celse ve devamında da davanın kabulüne karar verilmesine dair beyanının sehven dilekçede yer aldığına dair ısrarlı beyanı ve HMK mad. 311 hükmü dikkate alındığında, mahkemece bu mazeret beyanının hatalı değerlendirilerek davalı tarafın yokluğunda ön inceleme duruşması yapılıp, tahkikat aşamasına geçildiği ve yazılı şekilde mazeret dilekçesindeki sehven yazılan kabul beyanına itibar edilerek karar verildiği dosya kapsamından anlaşıldığından, ön inceleme duruşmasında davalı vekilinin gerekçelendirilmiş mazeretinin kabulü ile ön inceleme duruşmasının HMK mad. 140/4 gereğince başka bir güne bırakılmasına karar verilmesi, yasanın ön inceleme duruşmasında yapılmasını öngördüğü işlemlerin, mahkemece yeniden belirlenen duruşma gününde tamamlanması, taraf delillerinin toplanması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Karar düzeltme tarihinden sonra verilen feragat dilekçesi uyarınca işlem yapılmak üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği-
Alacaklı vekilinin duruşmada, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğinin görüldüğü, alacaklı vekilinin bu beyanı davayı kabul anlamında olup, HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava da olmadığına göre ve ayrıca mahkemece aldırılan bilirkişi raporu da dikkate alındığında, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesine göre alt kira yasağı bulunmasına rağmen davalılar taşınmazın diğer davalıya kiraya verilmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, dava konusu taşınmazın kullanım hakkının geçerli bir kira sözleşmesi ile davalıya bırakıldığı ve diğer davalının taşınmazı ona tebaen kullanmakta olduğu ve bu durumda davalılardan ecrimisil istenemeyeceği- Davacılar mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi talebinde bulunabileceği, ancak davacılar vekilinin el atmanın önlenmesi talebinden feragat etmiş olduğu görüldüğünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Feragat, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkün olup, mahkeme davadan el çektiğinden, karar ortada durduğu müddetçe, davayı yeniden ele alıp, feragat nedeniyle bir karar veremeyeceği, davadan feragat nedeniyle mahkemece bir karar verilmesi gerektiği-
Anlaşmanın diğer tarafı olan eşin hüküm kesinleşinceye kadar anlaşma iradesinden dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığından, anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra hükmün temyiz edilmesi halinde, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmesi ve delillerini sunması için imkân verilerek davaya "çekişmeli boşanma" olarak davaya devam edilmesi gerektiği-
Daire'nin, bozma ilamından sonra mahkemece, davadan feragatin geçerli olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılarak karar verildiğinden, mahkemenin son hükmünün direnme hükmü niteliğinde olmayıp yeni hüküm niteliğinde olduğu, ne var ki, mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmadığından, mahkemece vesayet dosyası getirtilip, taraf delilleri de toplanarak davadan feragatin geçerli olup olmadığı hususu üzerinde durularak buna ilişkin bir karar verilmesi gerekeceği-
Karar kesinleşinceye kadar davadan feragatin mümkün olduğuna, mahkemece, bir karar verilip, davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında davacı asil tarafından davadan feragat edildiğine ve bu aşamada feragat hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğuna göre, davacı asilin davalı şirket yönünden davadan feragat beyanı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-