"İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler." şeklindeki HMK. mad. 394/3 uyarınca, Tasarrufun iptali davasını kazanan kişinin aldığı karar ile, mahkemece iflasının ertelenmesi istenen şirketlerden Ltd. Şti. adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının, satışa engel olmadığının tespitine ve satışına izin verilmesini talep etmiş olup, bu alacaklının dilekçesinin ihtiyati tedbir kararına itiraz niteliğinde olduğu ve süresinde verildiği, istemde bulunanın ihtiyati tedbire itiraz hakkının bulunduğu- Üçüncü kişinin davacısı, iflasının ertelenmesi istenen şirketlerden Ltd. Şti.nin ise davalılarından olduğu davada, taşınmazdaki satışların iptali ile üçüncü kişinin alacaklısı olduğu icra dosyasındaki alacağın tahsili amacı ile üçüncü kişiye taşınmaz için haciz ve satış isteme yetkisi verilmiş olduğu, bu hakkın şahsi ve nispi olup ayni bir nitelik arz etmediği, verilen tedbir kararının üçüncü kişinin haklarını etkiler nitelikte olduğu gibi maddi hukuka da ilişkin olduğu ve tasarrufun iptali davasında verilen ilamın infazını da engellediği-
 Mahkemenin tensip kararının 17. maddesi uyarınca tespit dosyaları incelenmek suretiyle fen bilirkişi ve gayrimenkul değerleme uzmanından oluşacak bilirkişilerden rapor alınmasına karar verildiği, yine mahkemenin 18. maddesinin 2. bendi uyarınca sınır tecavüzü nedeniyle inşaatın durdurulmasına ilişkin tedbir talebi hususunda önceki ara kararına göre rapor aldıktan sonra karar verileceği, dosyada bilirkişi incelemesi yapılmadığı, rapor sunulmadığı anlaşılmakla, mahkemece ara kararında belirtilen bu hususlarla ilgili HMK 341, 389 ve devamı maddeleri uyarınca rapor sunulduktan sonra davacı vekilinin talebine göre karar verilmesinin gerektiği, ayrıca belediye tarafından davalılara ait inşaatın durdurulmasına karar verildiği anlaşılmakla, mahkemece verilen karar bu aşamada dosya kapsamına uygun olduğundan başvurunun esastan reddine karar vermek gerektiği-
HMK 341. madde hangi kararların istinaf edilebileceğini düzenlemiş olup buna göre İDM tarafından verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ihtiyati haciz taleplerinin reddi ya da bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yolunun acık olduğu, bunun dışındaki geçici koruma önlemlerine ilişkin kararlarda istinaf kanun yolu açık olmadığı gibi esasen davalıdır şerhinin HMK onuncu kısımda yer alan geçici koruma önlemlerinden de olmadığı, ortada istinaf yolu açık bir karar bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Verilen ihtiyati tedbir kararına karşı aleyhine ihtiyati tedbir verilen tarafın ihtiyati tedbir kararına bir hafta içerisinde gerek ihtiyati tedbirin şartları gerekse teminata ilişkin itiraz olanağı mevcut olup, itiraz üzerine mahkemenin tarafları itirazı incelemek üzere duruşmaya davet etmesi, gelmedikleri takdirde ise dosya üzerinden inceleme yaparak ihtiyati tedbire itiraz hakkında karar vermesi gerektiği, ancak mahkemece itiraz üzerine verilen karara karşı HMK'nun 394.maddesinin 5.fıkrası gereğince istinaf kanun yoluna başvurulabileceği- Diğer yandan, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin davacı istemi de niteliği itibariyle verilen ihtiyati tedbir kararın, teminata ilişkin bir itiraz niteliğinde olup, bu itirazın da HMK'nun 394/2.maddesi kapsamında tedbir kararı veren mahkemeye yapılması gerektiği- İhtiyati tedbir talebinin kabulü halinde HMK'nun 394.maddesi gereğince kararı veren mahkemeye itiraz kanun yoluna başvurulabilecek olup, ancak HMK'nun 341/1.maddesi gereğince itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği-
Bölge adliye mahkemelerinin açıldığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen hakem heyeti ya da itiraz hakem heyeti kararlarının istinaf kanun yoluna tabi olduğu-
Feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine ilişkin davada verilen İş Mahkemesi kararı hakkında Yargıtay denetiminin mümkün olmayıp İstinaf yoluna gidilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, işleten ve sürücünün taşınır, taşınmaz malları ile bankalardaki ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ve kazaya karışan aracın üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş olup mahkemece, ihtiyati hacze karar verilmesinin isabetli olduğu-
Trafik kazasında davacıların murisinin ölmesi üzerine davalılar hakkında destekten yoksunluk nedeniyle maddi-manevi tazminat istemli  açılan dava sebebiyle davalılar adına kayıtlı taşınır-taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep edilmiş olup, mahkemece, talebin İİK.’nun 257. maddesindeki koşullara uygun olduğu gerekçesiyle, borçlunun borca yetecek kadar menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Muvazaaya (TBK. mad. 19) dayalı olarak açılan ve İİK. mad. 277 uyarınca açılan tasarrufun iptali davası ile birleştirilen davada; müdahil dava konusu taşınmazla ilgili satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını ve taşınmazı satın almak istediklerini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmişse de, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebinin kısmen kabul kısmen reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin ara kararına yönelik temyiz başvurusunun, söz konusu karara temyiz başvuru imkânı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği- HUMK'da ihtiyati tedbir kararlarına yönelik temyiz yolunun öngörülmediği- İhtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararına yapılan kanun yolu incelemesinde istinaf mahkemesi, başvuruyu yerinde görürse, sadece kanun yolu başvurusunun kabulüne karar vermeyecek, işin esası olan ihtiyati tedbir kararının kabulüne de karar vereceği- İhtiyati tedbirle ilgili getirilen kanun yolunun, temyiz olarak anlaşılmasının, işin mahiyetine, esasına ve amacına uymadığı-
İhtiyati tedbir isteminin reddine dair kararın hiçbir süreye tabi olmadan her zaman temyiz edilmesinin mümkün olmayacağı-