5237 sayılı TCK'nun 52/2-3 maddelerine göre; bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar gösterilmeden, İİK. 333a'ya göre "500 gün adli para cezası"na hükmedilemeyeceği–
İİK. 333a'da düzenlenen suçtan dolayı hüküm kurulmadan önce "hakkında şikayetçi olunan ........... Şti'e ait defter ve belgeler üzerinde usulüne göre inceleme yapılarak, şirket malvarlığının şikayetçiye olan borcu karşılayabilecek düzeyde olup olmadığının belirlenmesi" ve "sanıkların şirketi fiilen ve hukuken yönetim yetkisine sahip olup olmadıklarının araştırılması" gerekeceği–
İİK. 333a'da düzenlenen suçdan dolayı hüküm kurulmadan önce, "şikayetçinin alacağını tahsil edememe nedeninin, sanıkların kasıtlı veya taksirli eylemlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı"nın tesbiti için "sanıkların yetkilisi olduğu şirketler hakkında başka icra takiplerinin yapılıp yapılmadığının belirlenmesi", "ilgili icra takip dosyalarının getirtilip incelenmesi", "şirketlere ait defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, takip öncesi ve sonrası, şirketlere ait taşınır ve taşınmaz mallara ilişkin satış işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması" gerekeceği–
Borçlu-sanığın "tüzel kişi" olması halinde, davanın İİK. 345 uyarınca, sanık olarak tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi ya da kişilerin gösterilerek, bu kişilere karşı (bu kişilerin ad ve soyadları belirtilerek) açılması gerekeceği böyle yapılmayıp "tüzel kişi yetkilileri" ya da "tüzel kişilik" hakkında şikayette bulunamayacağı, aksi taktirde mahkemece "davanın reddine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Şikayet dilekçesinde, şirket yetkililerinin isimleri belirtilmeden, sadece "şirket yetkililerinin cezalandırılması"nın istenmiş olması halinde, "İİK. 345 uyarınca davanın reddine" karar verilmesi gerekeceği–
Borçlu-sanığın "tüzel kişi" olması halinde, davanın İİK. 345 uyarınca, sanık olarak tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi ya da kişilerin gösterilerek, bu kişilere karşı açılması gerekeceği, böyle yapılmayıp "tüzel kişi yetkilileri" ya da "tüzel kişilik" hakkında şikayette bulunamayacağı, aksi takdirde mahkemece "davanın reddine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–