İİK m. 97/8 uyarınca istihkak davası açılması durumunda satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- İİK m. 99'da aksine bir düzenleme bulunmadığından, alacaklı tarafından İİK m. 99 uyarınca süresinde istihkak davası açılması durumunda da haczin düşmeyeceği ve bu nedenle istihkak davasının esasının incelenmesi gerektiği-
İİK'nın 82. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığının şart olduğu- Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği- Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmeli, bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde ise şikayetin incelenmesi sırasında haczin ayakta olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceği- Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için İcra Müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. İİK’nın 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerektiği-
Taksitle ödeme sözleşmesinin devamı müddetince satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış isteme süresinin duracağı- Haciz tarihinde yürürlükte bulunan yasa gereğince satış isteme süresinin 2 yıl olduğu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihten taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihe kadar 6 ay 9 günlük bir satış isteme süresinin işlediği, geriye 1 yıl 5 ay 21 günlük sürenin kaldığı- Taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihten itibaren kalan sürenin işlemeye devam edeceği, bu durumda mahkemece taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihin araştırılarak satış talebinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda, .... 3. İcra Müdürlüğü'nün takip dosyalarında şikayet konusu taşınmaz üzerine 3.06.2021 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihi itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 15.11.2021 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu; ancak yargılama sırasında alacaklının, bir yıllık sürede dava konusu taşınmaza ilişkin satış talep etmediği, bu nedenle bu dosyalardan taşınmaza tatbik edilen haczin İİK'nın 110/1. maddesi uyarınca düştüğü anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince, ... 3. İcra Müdürlüğü'nün takip dosyalarından şikayet konu taşınmaza tatbik edilen haciz yargılama sırasında düştüğünden, konusuz kalan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca şikayetin yapıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdirine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptaline karar verilen taşınmaza ................ tarihinde haciz konulduğu anlaşılmakta olup, İİK'nın 283/1. maddesine göre tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde alacaklının tasarrufa konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisini elde edeceği, İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararından sonra, ilgili tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi halinde ise alacaklının ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan iptal davası açılmadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceği tabii olmasına göre, söz konusu yetkiyle konulan haczin de ayakta kalması için, İİK’ya göre süresi içerisinde satış talep edilip avansının yatırılması gerektiği açık olduğundan İlk Derece Mahkemesince, süresi içerisinde satış istenip istenmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun taşınmazına 07.11.2019 tarihinde haciz konulmuş olup; İİK'nın 106. maddesi gereğince 07.11.2020 tarihine kadar satış talebinde bulunulması gerekeceği, 26.3.2020 tarihli ve 31080 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanununun Geçici 1 inci maddesinin Birinci fıkrasının (b) bendi "Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır" hükmü dikkate alındığında, satış isteme süresinin son günü olan 07.11.2020 tarihine durma süresi olan 86 gün eklenmesiyle, satış isteme süresinin 01.02.2021 tarihine kadar uzadığı, icra dosyasının incelenmesinden de görüleceği üzere belirtilen kanun maddesinde yer alan süre içesinde kalacak şekilde 13.01.2021 tarihinde satış talep edildiği, 14.01.2021 tarihinde de satış avansının yatırıldığı anlaşılmakla, İİK'nın 106. maddesinde belirtilen bir yıl içerisinde satışın istenmesi nedeniyle haczin düşmediği sonucuna varılmış olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf edilen kararın esasının incelenmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından 09/03/2022 tarihli haciz nedeniyle satış avansının 23/12/2022 tarihinde yatırıldığı, satış talebinin 14/02/2023 tarihinde yapıldığı, böylelikle haczin ayakta olduğu görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince, belirtilen sebeple şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Taşınmaz üzerine daha sonraki tarihlerde haciz konulmuş ise de ilk hacizden itibaren süresinde satış talebinde bulunulması nedeniyle ilk haczin ayakta olduğu ve hukuki kıymetini kaybetmediği anlaşılmakla, ilk hacze dayalı olarak yapılan ihalede yasaya uymayan bir yönün bulunmadığı-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin her iki borçluya 03.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekili tarafından 14.04.2020 tarihinde satış talep edildiği ve 14.04.2020 tarihinde satış avansının dosyaya yatırıldığı görüldüğünden, alacaklı tarafından mevzuatta belirtilen durma süreleri dikkate alındığında yasal sürede satış talep edilerek satış avansının da dosyaya yatırıldığının anlaşıldığı, o halde, alacaklı tarafından yasal sürede masrafı da yatırılmak suretiyle satış talebinde bulunulduğuna göre, Bölge Adliye Mahkemesince bu gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı-
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvuru tarihi 09.12.2019 olup, Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf incelemesi sırasında takibe dayanak ilamın ortadan kalkarak konusuz kaldığı görülmekle, şikayetçi borçlu vekili tarafından 19.07.2022 tarihinde icra müdürlüğünden, takibe dayanak ilamın konusuz kalması sebebiyle dosyadan konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmekle, icra müdürlüğünün 21.07.2022 tarihli tensip tutanağında takip dosyasından konulan hacizlerin talep doğrultusunda kaldırılmasına karar verildiği ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne haciz terkin yazısı gönderildiği görüldüğünden, icra müdürlüğünün 21.07.2022 tarihli haczin kaldırılması kararı Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden önce olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi'nce, şikayete konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesine göre şikayet tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekeceği-