İİK.’nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesince çözümleneceği; bu hususun kamu düzenine ilişkin “kesin yetki” niteliğinde olduğu ve icra mahkemesince “doğrudan doğruya” gözetileceği-
Yetkili olmaları koşuluyla itirazda birden çok icra dairesinin yetkili olduğunun belirtilebileceği; bu durumda borçlu bir tercih yapmadığı için yetkili yerin seçilmesi hakkının alacaklıya geçeceği-
Konusu mal varlığı olan Borçlar Hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetkinin, HMK.’nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümleneceği, bu durumda sözleşmeden doğan davaların “sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi”nde de açılabileceği (Yeni HMK.’nun 10. maddesi ile daha önce HUMK.’da bulunan “davalı veya vekilinin dava tarihinde orada bulunması koşuluyla sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de davaya bakılabileceği”ne dair hükmün yeni kanunda kaldırılmış olduğu)-
İcra mahkemesi tarafından, yetki itirazının yerinde (haklı) bulunması halinde, «yetki itirazının kabulüne ve talep halinde takip dosyasının yetkili ... icra dairesine gönderilmesine» şeklinde karar verilmesi gerekeceği, («takibin iptaline» şeklinde karar verilemeyeceği)-
Açılmış olan “itirazın iptali davası”nda; hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, mahkemece öncelikle “icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz”ın incelenip karara bağlanması gerekeceği-
Yetkisizlik kararının kesinleşmesi halinde, yetkisiz icra dairesinin yaptığı işlemlerinde geçersiz olacağı-