Şikayete konu icra takibinin dayanağı ilamda davalılardan birinin O. A.Ş. olduğu, dosyada mübrez TMSF'nin 13.11.2015 tarihli yazısında; O. A.Ş.'nin ünvanının, I. Bank A.Ş. olarak değiştirildiğinin belirtildiği, buna göre takibin ilama uygun olarak ilamda davalı sıfatıyla yer alana karşı başlatıldığı anlaşılmış olup, şikayetçi I. Bank A.Ş. hakkında takip yapılabileceğinin kabulü gerekeceği-
Mahkemece, ilam ve yasa maddesi nazara alınarak, Devlet Bankaları'nın takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlara göre faiz hesabı yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, bilirkişinin TCMB'nin faiz oranlarına göre yaptığı hesaplama esas alınarak şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İlk başlatılan takip dosyasında takibi mümkün olan alacağın, makul bir neden olmaksızın yeni bir takip ile istenmesinin usul ekonomisine aykırı olduğu-
Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden, borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için, çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekeceği, borçlu, bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun bir süre kendisinin yanında kaldığından bahisle bakım ve giderlerinin kendisi tarafından karşılandığını iddia etmekte olup, bu iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği-
UYAP sistemine bilgilerin hatalı girilmesinin, alacaklının usulüne uygun olarak başlattığı takibin iptalini gerektirmeyeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, HMK'nun 298/2. maddesine uygun olarak karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Mahkemece takibe konu ilamda ihbar edilen olarak adı geçen TMSF'nin borçlu olduğu bankaya karşı yapılan takibin yerinde olmadığından bahisle vermiş olduğu takibin iptali kararı isabetsiz olup, ilamda davalı olarak gösterilen bankaları devralan bankaya karşı yapılan icra takibinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı-
İcra emrinde, ilamda borçlu aleyhine hükmedilen alacak miktarının üstünde talep edilmesi ilama aykırı olup, mahkemece, anılan borçlu yönünden aşan miktarın iptal edilerek icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu ilamda bakiye harcın borçludan (ilamdaki davalıdan) tahsili yönünde bir eda hükmü bulunmadığından bu miktar yönünden takibin iptali kararı doğru ise de, ilam asıl alacak ve vekalet ücreti yönünden tahsil hükmü içermekte olup, bu alacak kalemleri için takip başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, o halde, mahkemece anılan alacaklar yönünden takibin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İdarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin, 1983 yılından sonrasına ait olup olmadığı konusunda belge ve bilgi bulunmamakta ise, el atma eyleminin 1983 sonrası olduğunun kabulü gerekeceği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece, 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp, nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-