Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamda davalı olarak yer almakta olup kararın onun yönünden de hüküm ifade edeceği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Hüküm tarihi ile kararın taraflara tebliğ tarihi arasında on yıldan fazla süre geçtiği, hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı, davalının "bu on yıllık sürenin geçmesinden sonra ilamın zamanaşımına uğradığını" ileri sürerek hükmü temyiz etmiş olduğu gözetildiğinde, mahkemece "ilamın zamanaşımına uğradığı" nazara alınarak yeniden hüküm kurulması gerektiği- İlam zamanaşımına uğramış olsa bile, temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmadıkça davanın tekrar ele alıp zamanaşımı nedeniyle reddedilemeyeceği-
Yıllık %5 faizin talep edilebilmesi için borçluya icra emri gönderilmesinin gerekmeyeceği, dolayısıyla, mahkemenin, gerekçeli kararında; “yıllık %5 faize, itirazın iptali kararı ile hükmolunduğundan, bu faiz ancak borçluya icra emri gönderilmesi ile istenebilir” şeklindeki kabulünün yerinde olmadığı-
Tasarrufun iptali ilamı gereğince üçüncü kişinin sorumluluğu icra takibine konu asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olduğu- İlamda faiz konusunda bir hüküm bulunmasa bile icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmeyen ilamda hüküm altına alınan alacağa karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğinden, üçüncü kişinin sorumluluğunun asıl alacak ve ferileri ile tasarrufun iptali ilamının karar tarihinden ödeme tarihine kadar işleyen yasal faiz ile sınırlı olduğu- Mahkemece, TBK. mad. 100 uyarınca; takipte kesinleşen miktar üzerinden hesap tarihine kadar yapılan ödemeler de dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması ve borçlu ile üçüncü kişi yönünden ayrı ayrı bakiye dosya borcunun hesaplanması ve bakiye dosya borcu belirlenmesi gerektiği-
Alacaklının, ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği, ancak ilamın hüküm kısmında açıkça net alacağa hükmedildiği belirtilmemiş ise bu halde de brüt miktara hükmedildiğinin kabulü gerekeceği-
Kararın gerekçe kısmında; takibe dayanak ilamın gider avansı, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısım yönünden şikayetin reddine diğer alacak kalemleri yönünden takibin iptaline karar verilmesi yönünde kanaat oluşmasına rağmen, hüküm bölümünde, takibe konu edilen gider avansı, yargılama gideri ve ilam vekalet ücreti yönünden şikayetin kabulüne, diğer alacaklar yönünden ise şikayetin reddine karar verilmek suretiyle, mahkemece, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında uyumsuzluk olacak şekilde sonuca gidildiği görülmüş olup, anılan çelişkinin giderilerek hüküm tesisi için mahkeme kararının bozulmasının gerektiği-
Borçlular, İİK'nun 266. maddesi uyarınca teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunmuş olmakla, mahkeme kararı temyizi kabil bir karar olup, esasının incelenmesi gerektiği-
Temyiz eden alacaklı, bilirkişi raporundaki hesaplamalarda; ödeme tarihlerinin başlatılan icra takibinden sonra olduğunun nazara alınmayarak, icra vekalet ücretinin hesaba eklenmediğini iddia etmiş, yapılan incelemede takip tarihinin 16/02/2010 olduğu, borçluların 17/4/2013 ve 18/4/2013 tarihlerinde ödeme yaptığı anlaşılmış olup takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin alacaklının itirazları doğrultusunda değerlendirilmediği anlaşıldığından; hükme esas alınan raporda, borçlular tarafından takip tarihinden sonra yapılan ödemeler hesaplamalara esas alınırken icra vekalet ücretinin takip alacağı miktarına dahil edilmediği görülmekle gerekirse bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması cihetine gidildiği-
Öncelikle; mahkemece asıl şikayet konusu hakkında karar verilmek suretiyle, anılan maaş üzerindeki haczin kaldırılıp kaldırılmadığına dair araştırma yapılması ve şikayet tarihi itibari ile şikayet edenin şikayetinde haklı olup olmadığı belirlenerek, tüm bu açıklanan hususların gerekçede açıkça gösterilmesi ve yine oluşacak sonuca göre de haksız olan tarafa yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yükletilmesi gerekeceği-