İlamlı icrada dayanak ilamda hüküm altına alınan ulusal bayram ve genel tatil, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının brüt olarak istendiği, bunların nete çevrilerek fazla istenen işlemiş faiz kalemlerinin iptaline yönelik olmasına rağmen mahkemece bozma ilamı sonrası aldırılan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına işlemiş faiz kalemleri yönünden kısmen iptal kararı verilmiş olup, bu durumun taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-
Takip dayanağı ilam, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasına ilişkin olup, icra vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerekeceği-
Takip konusu ilamda, idarenin kamulaştırmasız elatma eylemi 1983 yılından sonrasına ait olup, olayda uygulanması gerekli 2942 s. Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olduğundan, 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerektiği- Dosya borcunun ödendiği tarihten önce Anayasa Mahkemesince iptal kararı verilmiş olduğundan, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanmasının söz konusu olmayacağı, nispi olarak belirlenmesi gerektiği-
İlam niteliğindeki belge icra dairesine verilmeden borçluya icra emri tebliğ edilmesinin kanuna aykırı olduğu ve bu durumda "icra emrinin iptaline" karar verilmesi gerektiği-
Borçlu vekilince hesaplamanın yanlış olduğunun, işleyen faiz miktarının daha az olduğu iddia edilmekle, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı vekilinin duruşmada, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğinin görüldüğü, alacaklı vekilinin bu beyanı davayı kabul anlamında olup, HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava da olmadığına göre ve ayrıca mahkemece aldırılan bilirkişi raporu da dikkate alındığında, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde icra emrinin iptali talep edilmiş olmakla, taleple bağlı kalınarak, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmolunması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Alacaklı vekilinin tevdi mahalli tayini kararından takip tarihi itibariyle haberi olmaması halinde, borçlu hakkında icra takibi başlatmakta haklı olduğunun kabulü gerektiği ve bu durumda borçlunun ödemesi takipten sonraki kısmi ödeme olduğundan, TBK. mad. 100 gereğince, öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşülerek icra müdürlüğünce bakiye borç hesabında dikkate alınacağı- Dosya hesabı yapıldığında borçlunun buna karşı da her zaman şikayet hakkı bulunduğu- Takip öncesi ödeme olmadığı dikkate alındığında, miktar yönünden icra emrinin düzeltilmesine gerek bulunmadığı-
İlama konusu okul ve servis giderleri alacağının boşanma ilamı ve protokolünde yer almadığı, sonuç itibariyle "nafaka alacağı" niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, dosya alacağına haciz konulmasında yasal bir engel olmadığı-
Mahkemece, takip konusu ilam hükmü ve faize ilişkin yasal düzenlemeler ile borçlunun dosya hesabına ilişkin şikayetinin, ilama aykırı hesap yapıldığından bahisle süresiz şikayet konusu olduğu da nazara alınarak ve gerektiğinde bilirkişiden ilam hükmüne uygun ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde faiz ve dosya hesabı yaparak bildirmesi için ek rapor aldırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-