Bozmadan sonraki ilamda dava tarihinin yanlış olarak gösterilmiş olmasının maddi hataya müstenittir olduğu ve sonuca etkili olmadığı-
Takip dayanağı ilam kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamı olmayıp, şuyulandırma bedelinin arttırılmasına ilişkin olduğu bu nedenle Anayasa’nın 46/son maddesi kapsamında faiz talebi ve uygulanmasının doğru olmadığı-
Takibe dayanak yapılan ilamın dava konusu işlemin iptaline ilişkin olduğu, likit bir alacak yönünden eda hükmü içermediği bu nedenle takip konusu ilamın yargılama gideri ve vekalet ücreti alacakları dışında ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği- Bu başvurunun ilama aykırılık şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekeceğinden süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebileceği-
Yargıtay tarafından ilamın kısmen bozulduğu, bozmaya konu hafta tatili alacağı dışındaki alacaklar yönünden işlem yapılması talebinin yerinde olduğu-
İki tarafa borç yükleyen ilam hükmünün infazını isteyen tarafın kendi edimini yerine getirmiş olmasının zorunlu olduğu- Bu durumda alacaklı tarafından bahise konu hisse senetlerinin devri sağlandıktan sonra, takibe devam edebileceği-
Çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesinin istenebileceği- Reşit olduğu anlaşılan çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının TMK’nun 328/1 maddesi uyarınca kendiliğinden sona erdiği, çocuğun eğitimine devam etmesi halinde, kendisinin babasına karşı yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği-
Dayanak ilamda kesinleşme şerhi bulunmakta ise de, şikayet dilekçesi ve yapılan yargılamada takip konusu ilamın temyiz edildiği anlaşılmış olmakla Mahkemece kesinleşme şerhine itibar edilerek bu konunun araştırılmaması nedeniyle eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesinin takibin iptaline ilişkin kararının nazara alınabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olmadığından başlatılan ikinci takibin mükerrer olarak kabul edilemeyeceği, açıklanan bu nedenle şikayetin reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile takibin iptali yönündeki hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İcra Mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmelerinin gerekmeyeceği, ilk takibe takibe yönelik itiraz üzerine icra mahkemesinin borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiğinden ve icra mahkemesi kararının kesinleşmesi gerekmeyeceğinden artık bu karar ile ortada bir takip olmadığı; başlatılan ikinci takibin mükerrer olarak kabul edilemeyeceği-
İlk takip olan Kandıra İcra Müdürlüğü'nün 2013/1330 esas sayılı takibi, itiraz üzerine Kandıra İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/41-31 Karar sayılı ilamı ile borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiği, İcra Mahkemesi'nin takibin iptaline ilişkin kararının nazara alınabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olmadığından başlatılan ikinci takibin mükerrer olarak kabul edilemeyeceği, açıklanan bu nedenle şikayetin reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile takibin iptali yönündeki hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-