Tapu iptali ve tescil davasına ilişkin ilam, Medeni Kanun'un 227 ve devamı maddelerine dayalı katkı payı alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamlar konu olarak anılan Kanun'un “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlar olup, bu nitelikleri itibariyle de katkı payı alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki ilam vekalet ücretinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmalarının mümkün olduğu-
Alacaklı vekilinin vergi mahkemesi ilamında hükmedilen vekalet ücretinin tahsili amacıyla idareye ödeme için müracaat etmesine karşın, otuz günlük ödeme süresi beklenmeden takibe geçilmesi halinde, mahkemece, 2577 s. K. mad. 28/2'ye aykırı takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İstirdata dönüşmüş menfi tespit ilamları kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olup, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Takip dayanağı ilamın tescile ilişkin bölümü hükmedilen kamulaştırma bedelinin ödenmesinin doğal bir sonucu olup davada mülkiyet iddiası tartışma konusu yapılmadığı bu durumda dayanak ilam HUMK'nun 443/4 (HMK 367/2) maddesi kapsamında kalmadığından kesinleşmeden takibe konu yapılabileceği-
İcra mahkemesi kararlarının icrası için kesinleşmesi gerekmediği ve tedbir kararının yargılama sonunda kendiliğinden ortadan kalktığı-
Aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil edecekleri-
Takibe dayanak ilamda, sigorta şirketleri açısından dava tarihinden itibaren faiz işletileceğinin ayrıca açıklandığı görülmekle buna göre hesap yaptırılarak sonuca gidilmesi gerekirken kaza tarihinden itibaren faiz hesabı yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
İİK.nun 32. maddesinde icra emriyle birlikte dayanak ilamın borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye yer verilmediği-
"Mahkeme kararında bilirkişilerin rapor ve krokilerinin karara eklenmesine" yönünde hüküm kurulduğu, hüküm infaz kabiliyeti yönünden yeterince açık olduğu gibi, alacaklının takip talebine ilamda bahsi geçen bilirkişi rapor ve krokilerini de eklediği bu durumda İcra Müdürlüğü'nce ilama ve takip talebine uygun olarak icra emri düzenlenmesi gerekirken dairelerin açık mektup adresi bildirildiğinde icra emri düzenlenmesine şeklinde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-