Davalı Belediye Başkanlığı kamu hizmeti gören bir kuruluş olup, davacı ile yaptığı kira sözleşmesinde özel hukuk hükümlerine göre işlem yapmış olduğundan ihtilafın Adli Yargı makamlarında görülmesinin gerekeceği-
2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre kiraya verilen taşınmazların da (6570 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörülen koşulları taşımaları halinde), 6570 sayılı Kanun kapsamında olacaklarının ve bunlara ilişkin kira sözleşmeleriyle ilgili olarak, ancak 7. maddede tahdidi olarak sayılan nedenlerden birine dayanılmak ve ilam alınmak suretiyle tahliyenin sağlanabileceğinin kabulü gerekeceği-
Davanın, 2/B'ye itiraz niteliğinde olduğu, 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesine göre davaya bakma görevinin İdare Mahkemelerinin değil genel mahkemelerin olacağı-
Belediye başkanı her ne kadar 5393 sayılı Kanunun 38. maddesine göre, belediyeyi yargı yerlerinde temsil etmek görev ve yetkisini haiz ise de; belediye meclisinin yetki ve görevi kapsamında bulunan bir konuda, belediyeyi temsilen, Belediye meclis kararı olmadan ve yetki verilmeden belediye başkanınca açılan bu davada, Kanun dolanılarak işin esasına girilmesinin ve bu cümleden olarak, taşınmazın önceki malikine iadesi konusunda hüküm tesisinin olanaklı olmayacağı-
İdari yargının görev alanına giren dava türleri arasında gerçek kişilere ya da özel hukuk tüzel kişilerine karşı açılan davaların bulunmadığı, bu nedenle; idari yargı mercilerinde ancak ilgili idarenin dava edilebileceği; gerçek ya da tüzel kişiler aleyhine dava açılamayacağı-
Afyonkarahisar Borsa Meclisinin (Yönetim Kurulunun) İl dışı ve Yurt dışı geziler ve toplantılarla ilgili aldığı kararlar, idari karar niteliğinde olup, söz konusu yönetim kurulu kararlarının idari yargı yerinde iptal ettirilmeden adli yargıda açılan davanın dinlenme olanağı bulunmayacağı- Afyonkarahisar Borsa Meclisinin (Yönetim Kurulunun) İl dışı ve Yurt dışı geziler ve toplantılarla ilgili aldığı kararlar, idari karar niteliğinde olup, söz konusu yönetim kurulu kararlarının idari yargı yerinde iptal ettirilmeden adli yargıda açılan davanın dinlenme olanağı bulunmayacağı-
Davacı imar işlemine konu Encümen kararının iptalini ve idari işlemin ortadan kaldırılmasını istemediğine, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğuna göre, ortada mülkiyet uyuşmazlığı söz konusu olduğundan, uyuşmazlığın idari yargı yerinde değil adli yargı yerinde görülmesi gerekeceği, tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliklerine karşı açılacağı, o halde davalı Belediyenin kayıtla bir ilgisi olmadığına göre davada Belediyeye husumet yöneltilemeyeceği-
İdarenin kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan dolayı ödemek zorunda kaldıkları tazminatı, sorumluluğu saptanan görevlilerden rücu etme hakkının Anayasa ve yasa hükmü gereği olduğu-
Anayasanın 129/5.maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine dava açılabileceği, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlı bulunacağı; dava dilekçesinde sıralanan maddi olguların davalıların salt kişisel kusuruna dayanıldığını göstermesi karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılmasının gerekeceği-
Yetkili idare organlarınca Kamu mülkü olmaktan çıkarılmış bulunmayan bir taşınmaz malın, her nasılsa açık bırakılan tapu sicilindeki kaydına iyi niyetle dayanmak veya hak kazandırıcı süre içinde elde bulundurmak yollarıyla mülk edinilemeyeceği, kumluk, sazlık, bataklık niteliğinde bulunan bu tür taşınmazlar kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu için özel mülkiyete konu olmayacağı - Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında Hazine tarafından açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve özel şahıslar ile Hazine arasında bir ayrım içermemekte ise de; Hazine tarafından açılacak bu tür davaların (10) yıllık hak düşürücü süreye tabi olmayacağı hususu yerleşmiş Yargıtay Kararları ile istikrarlı bir şekilde uygulanmakta olduğu-