Evli olduğunu bildiği kişiyle ilişkiye giren davalının, dava dışı eşin sadakatsizlik eylemine katılması karşısında, her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumluysa da, dava tarihinden sonraki bir tarihte davacı ve eşi arasındaki boşanma davasında verilen karar ile eşinin davacıya dava konusu haksız eylem nedeniyle manevi tazminat ödediği anlaşıldığından, borcun müteselsil borçlulardan dava dışı eş tarafından ödenmesi nedeniyle TBK. mad. 166 gereğince davalının sorumluluğunun ortadan kalktığı ve bu durumda manevi tazminat davasının da konusunun kalmadığı-
Kadının annesi istediği için eşiyle yatağını ayırdığı, annesinin evliliğe müdahalesine izin verdiği, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığından taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu-
Tarafların fiilen ayrı yaşadığı, fiili ayrılık süresince erkeğin engelli çocuğu ve kadınla ilgilenmediği ve evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediği anlaşıldığından taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olup olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklı olduğundan bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün olmadığından, boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Ortalama insan ömrü için on iki yıl çok uzun bir süre olduğundan her ne kadar fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değilse de eşlerin bu kadar uzun süre birlikte yaşamaktan kaçınarak, evlilik birliğinin kendilerine yüklediği görevleri (TMK m.185/3) karşılıklı olarak yerine getirmemeleri sebebiyle, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul etmek gerekir mi?
Ortak çocuğun özel anaokulu giderlerinin tahsili için başlatılan icra takibinin iptaline ilişkin davada, anlaşmalı boşanma hükmünde iştirak nafakası dışında ortak çocuğun "anaokulu, okul, eğitim" masraflarının da davacı baba tarafından ödeneceği kararlaştırılmış olup, bu haliyle hükümden, ortak çocuğun gönderileceği anaokulunun "özel anaokulu" olarak da anlaşılamayacağı-
Baba tarafından, davalı annenin "ortak çocuğun özel anaokulu masraflarının tahsili" içim baba aleyhine başlatılan icra takibi üzerine açılan menfi tespit davasında, anlaşmalı boşanma hükmünde ortak çocuğun gönderileceği anaokulunun "özel anaokulu" olarak da anlaşılabileceğine dair bir karar mevcut olmadığından, menfi tespit davasının kabulü gerektiği-
Davalı mahkemenin gerekçeli kararı kendisine tebliğ edilmeden temyizden feragat etmiş olup, doğmamış haktan feragat hukuken geçerli sonuç doğurmayacağı- Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönebileceğinden anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerektiği-
"...Davacı ile boşanma ve boşanmanın ekonomik sonuçları konusunda anlaştık, .. protokol gereğince davacı ile boşanmamıza karar verilmesini talep ederim... " şeklindeki beyanın, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile malvarlığına ilişkin bir açıklama içermediğinden, mal rejiminin tasfiyesi, boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğunun bulunmadığı, protokol yanlış yorumlanarak mal rejiminden kaynaklanan davanın reddinin hatalı olduğu- Anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimine yönelik anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerektiği- Mal rejiminden kaynaklanan taleplerin boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebileceği-
Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin irade beyanından dönmesini engelleyici bir hüküm bulunmadığı ve bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK. mad. 166/1-2) olarak görülmesi gerektiği- TMK. mad. 166/3'e dayalı olarak açılan davanın ön inceleme duruşmasına sadece davacı kadının gelmesi ve davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edilmesini talep etmesi halinde, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilmesi ve ön inceleme yapılarak tahkikata geçilmesi gerektiği-
Mahkemenin feragat dilekçesi üzerine kendi kararını kendisinin kaldırmasının isabetsiz olduğu-