Taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan "Protokol" başlıklı belgenin, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan, inançlı işlemin belgesi niteliğinde olduğu-
Davacının geri alım hakkı ilk alıcıya karşı ileri sürülebilecek bir hak olup ikinci alıcı davalıya yapılan satış sırasında bu hak terkin edildiğinden ve davalı ile 15.06.2009 tarihinde inanç sözleşmesi düzenlendiğinden, son alıcı davalıya karşı öngörülmüş ve sonradan vazgeçilmiş bir geri alım hakkının söz konusu olmadığı, davacının geri alım hakkını terkin ettirmesinin kural olarak mülkiyet hakkına dayalı iptal ve tescil davası açmasına engel sayılmadığı-
İ. sözleşmelerinin; bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmeler olduğu, bu durumda koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Temlik sözleşmelerinde bir süre kararlaştırılmış olsa bile böyle bir koşul TMK.nun 873 (eski MY.nın 788) ve 949 (eski 863) maddelerinin buyurucu hükümlerine aykırı düşeceğinden geçersiz olup böyle bir süre konulması sözleşme serbestisi ilkesiyle de bağdaşmayacağı-
Gayrimenkul rehni bakımından geçerliliği olan M.K.'nun 873. maddesinin inanç sözleşmelerine dayalı temlike konu taşınmazlar bakımından uygulama yeri olmadığı- İ. sözleşmelerinde taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilecekleri, bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilecekleri-  İ. sözleşmelerinin bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmeler olduğu, bu durumda koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığının kabul edilmesi gerektiği- İ.lı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların isbatının, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu-  İ. sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gerektiği, bunun dışındaki bir kabulün, hem İçtihadı Birleştirme Kararı'nın kapsamının genişletilmesi, hem de taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamayacağı-
İ. sözleşmesiyle, taşınmazın mülkiyetinin inanılana (alacaklıya) geçtiği, taşınmazda inanarak satanın (borçlu) mülkiyet hakkı kalmadığı gibi, alıcının bu mülkiyet hakkı üzerinde kurulmuş olan bir rehin hakkından da söz edilemeyeceği-
İ. sözleşmesinde, taşınmazın mülkiyetinin inanılana (alacaklıya) geçtiği, taşınmazda inanarak satanın (borçlu) mülkiyet hakkı kalmadığı gibi, alıcının bu mülkiyet hakkı üzerinde kurulmuş olan bir rehin hakkından da söz edilemeyeceğinden; gayrimenkul rehni bakımından geçerliliği olan M.K.nun 873. maddesinin inanç sözleşmelerine dayalı temlike konu taşınmazlar bakımından uygulama yerinin olmadığı-
Borcun ödenmemesi halinde rehinli taşınmazın mülkiyetinin alacaklıya geçeceğine ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğu-
Gayrimenkul rehni bakımından geçerliliği olan M.K.nun 873. maddesinin inanç sözleşmelerine dayalı temlike konu taşınmazlar bakımından uygulama yeri olmadığı-
İ.lı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delil olup; inanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesinin gerekeceği-