İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, taşınmazın satış suretiyle davalıya temlik edildiği, aynı gün davalının konut kredisi kullandığı, aynı tarihte taşınmazın kaydına kredi çekilen banka lehine ipotek tesis edildiği, ödemelerin anılan bankaya davalı adına yapıldığı, taşınmazı temlik etmesine rağmen davacının kullanmaya devam ettiği, dava tarihinden sonra ise davacının bankaya bir miktar ödeme yaptığı anlaşlmış olup, mahkemece davacının edimini yerine getirmesi bakımından bir işlem yapılmadan sonuca gidilmesinin doğru olmadığı; davalının yaptığı ödemelere ilişkin açtığını bildirdiği dava dosyası ve tarafların ibraz ettikleri belgeler ile banka kayıtları irdelenmek suretiyle, bilirkişi heyetinden rapor alınması, borcun miktarının tespit edilmesi (TBK. mad. 97), belirlenen miktarı mahkeme veznesine depo etmesi için davacıya önel verilmesi, anılan bedelin mahkeme veznesine depo edilmesi sağlandıktan sonra tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline karar verilmesi, açıklandığı şekilde belirlenen bedelin depo edilmemesi halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısının, alacağı gününde ödenmemişse, TMK.nun 873/3 maddesine göre, üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasını talep etmek zorunda olduğu-
Davacı tarafından inançlı işleme dayalı olarak davalıya temlik edilen taşınmazla ilgili olarak, "İbraname ve Taahhütname" başlıklı belgede borcun ödenmesi konusunda bir tarih belirlenmiş ve bu tarih geçmişse de, davalının alacağına karşılık taşınmazı devraldığı halde, alacağından da vazgeçmeyerek davacı hakkında icra takibi yaptığı da gözetilerek, borcun tamamı ödenmemiş ise, TBK. mad. 97 uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği- Birikmiş kira alacağı yönünden, davalı aleyhine daha önceden açılmış olan ve kısmen kabul edilen alacak davasının karar düzeltme aşamasında olduğu görüldüğü halde, anılan dava dosyasının neticesinin beklenmeden bu taşınmazla ilgili alacak davası yönünden sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Kendisini vekil ile temsil ettiren ve hakkında dava reddedilen davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin gerçekte taşınmaz mülkiyetinin ileride devredilmesi amacı ile değil alacağın teminatı olmak üzere yapıldığını savunduğuna göre bu yönde gerekli araştırmalar yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Davalının hazırlık soruşturmasında, poliste verdiği beyanı maddi vakıanın kabulü niteliğinde olduğundan, davacının inançlı işleme dair iddiasını ispat ettiği, başka bir delile gerek kalmadığı, davalının eda ettiği yeminin ise sonuca etkili olmayacağı- Davalı tarafından bankadan alınan kredinin şirket işlerinde kullanıldığı iddia edildiğine göre, bu krediden ne kadar oranda davacının sorumlu olduğunun tespit edilmesi, belirlenen miktarın TBK. mad. 97 gereğince mahkeme veznesine depo edilmesi için davacıya önel verilmesi, depo edilirse tapu kaydının iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesi, açıklandığı şekilde belirlenen bedelin depo edilmemesi halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İ. sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmeler olduğu, tarafların, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebileceği, sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalacağı,  inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu, inanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gerektiği, şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceğinin sabit olduğu, şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu-
MK. 850 ve 873 maddeleri uyarınca aynı alacaktan dolayı birden fazla verilmiş limit ipoteği mevcut olduğundan, birlikte satışının istenilmesinin zorunlu olduğu, ayrı ayrı satışa çıkarılmasının doğru olmadığı, o halde mahkemece, birden fazla taşınmaz hakkında takip yapılmasına karşılık, taşınmazların tamamı yerine birinin satışının talep edilmesinin anılan yasa maddelerine aykırı olduğundan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği- Müflis şirkete satış dosyasından satış ilanı tebligatı çıkarılmadığından, şikayetçi şirket yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği- Takibe konu ipotek akit tablosunda kredi borçlusu olan şikayetçinin ihalenin feshini talep edemeyeceği-
İ.lı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delil olup, inanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gerekeceği- Yazılı delille kanıtlayamayan kimsenin karşı tarafa yemin teklif etme hakkının bulunduğu-
Toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısının alacağı gününde ödenmemişse üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasını talep etmek zorunda olduğu- İhale konusu taşınmazlar yönünden ihale bedelinin sadece malın tahmin edilen bedelinin % 50 sini karşılayıp, ayrıca satış masraflarını karşılamadığı anlaşılması halinde ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği; TMK'nun 873/3. maddesi sadece rehinli taşınmazların birlikte satışa çıkartılması hükmünü öngörmekte olduğu; Taşınmazlar üzerindeki ipotek üst limit ipoteği ise, icra müdürlüğünce ihale bedelinin borcu karşılaması halinde kalan taşınmazlar yönünden satışın düşürülmesi gerekmekte iken ihaleye devam edilmesinin de isabetsiz olduğu-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, taşınmazda inanarak satanın (borçlu) mülkiyet hakkı kalmayacağından alıcının da bu mülkiyet hakkı üzerinde kurulmuş olan bir rehin hakkından söz edilemeyeceği-