TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Hükümleri > - Borçların İfa Edilmemesinin Sonuçları > - B. Borçlunun temerrüdü > - II. Hükümleri > - 2. Temerrüt faizi > Madde 120 - a. Genel olarak
Kooperatif genel kurullarında aidat ödemelerinin geciktirilmesi halinde alınması kararlaştırılan gecikme zammının temerrüt faizi niteliğinde olduğu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120/2. maddesine göre, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranının, birinci fıkrada belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, 6101 sayılı Kanun'un 7. maddesine göre TBK'nun temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı-
Kooperatif genel kurullarında kabul edilen gecikme faizi de temerrüt faizi niteliğinde olup temerrüt faizinin yasal temerrüt faizinin yüzde yüzünü aşamayacağı-
Davacının davalı kooperatif üyeliğinden istifa ettiği ya da ihraç edildiğine yönelik bir iddia veya savunma bulunmadığından, talebinin kendisine konut tahsis edilmeyen ortağın tazminat istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği- Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 s. K. mad. 23'e aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamayacağı- Mahkemece, kooperatif defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları üzerinde inceleme yaptırılarak, davacıya üyeliği devredenin devir aldığı kimsenin üyeliğinin ne şekilde oluştuğu, üyeliğinin normal statüde ya da peşin bedelli üyelikten hangisi olduğu, arsa payı devri karşılığında peşin bedelli üyelik yapılmışsa, bu üyeliğe karşılık arsa devrini tam yapıp yapmadığı, üyeliği devralan kimseden devralan davacının bu ilkelere uygun olarak peşin bedelli üye (sadece arsa devri karşılığında bir üye) yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak, davacının peşin ödemeli ortak mı, normal statülü ortak mı olduğunun belirlenmesi, yapılacak tespite göre kooperatife karşı üyeliğin türünün gerektirdiği parasal ya da ayni (arsa payı) yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip getirmediği, borçlu olması halinde ise eşitlik ilkesi (1163 s. Koop. K. mad. 23) gözönünde bulundurulmak suretiyle davacı ile aynı durumda olan başka üyelere arsa devir borcuna rağmen dairelerin teslim edilip edilmediği, aynı durumda olanlardan,üyeliği devredenlerden ve davacıdan arsa devri dışında inşaat finansmanı için aidat istenip istenmediği hususlarında rapor alınması gerektiği- Arsa payı karşılığında peşin bedelli ortak yapılmış değil ise, arsa teslim borcunun, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa maliklerinin olduğu, alacağın temliki yazılı şekle tabi olduğundan ve davacı tarafından, arsa sahiplerinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan haklarının kendisine temlik edildiğine ilişkin yazılı bir sözleşme sunulmamış, davalı kooperatif tarafından böyle bir sözleşmenin varlığı savunulmamış olduğundan, mahkemece, davalı kooperatif tarafından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa maliklerinin eksik arsa teslim ettikleri yolundaki iddiasını ancak arsa maliklerine yöneltebileceğinin, üye olarak kabul ettiği davacı ve ona üyeliği devir edenlerden arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki eksik arsa teslim edimini isteyemeyeceğinin kabulü gerekeceği- Kooperatif ortağının kooperatiften konut karşılığı tazminat isteyebilmesi için, tüm ortaklar bakımından konut tahsis aşamasına gelindiği ve diğer üyelere tahsis yapıldığı halde davacıya konut tahsis edilmemesi gerektiği- Mahkemece davacının tüm ortaklar bakımından konut tahsis aşamasına gelinip gelinmediği, diğer üyelere tahsis yapıldığı halde davacıya tahsis yapılıp yapılmadığı,davacıya tahsis edilebilecek uygun bir konut olup olmadığı,peşin ödemeli ortak olup olmadığı, üyeliğinin türünün gerektirdiği parasal ya da ayni (arsa payı) yükümlülüklerinin karşılığı olan bedele ilişkin sorumluluğu tam olarak yerine getirip getirmediği, bilirkişi aracılığı ile belirlenip, peşin ödemeli ortak olduğu ve yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğinin belirlenmesi durumunda kendisine tahsis edilmesi gereken taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden tazminata hükmedilmesi; davacının peşin üyeli ortak olmamasına rağmen normal ödemesini yapıp bir konut sahibi olan ortak kadar aynı miktarda ödeme yapmış olması durumunun tespiti halinde de yine dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden tazminata hükmedilmesi; davacının peşin ödemeli ortak olmadığı ve ödemelerinin de tam olmadığının tespiti durumunda ise yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan formül gereğince tazminat hesabı yaptırılmak suretiyle varılacak sonuca göre tazminat isteminin karara bağlanması,hiç ödeme yapmadığının belirlenmesi halinde tazminat talep edemeyeceğinin kabulü gerekeceği-
Mahkemece, onama kararı tarihinden sonra yürürlüğe giren yasal düzenleme çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi oranı ve miktarı ve davalının yaptığı ödemelere ilişkin belgeler bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmesi için bozulmasına karar vermek gerektiği-
Kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği ancak tarafların, uygulanacak faizi oranını, belirlerken 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorunda olduğu-
Mahkemece, işlemiş faiz yönünden yasal faiz oranı üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmış olup, davacının anılan yasa değişikliğine göre, BK'nın 88. maddesi yönünden % 50, 120. maddesi yönünden % 100 fazlasına kadar faiz isteme hakkı bulunduğu, takipten sonra işleyecek faiz oranı yönünden ise "takibin devamına" karar verilmek suretiyle takip talebindeki % 40 işleyecek faiz oranı üzerinden takibin devamı sonucunu doğuracak şekilde davalılar aleyhine hüküm kurulduğu, bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, davacı bakımından işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı, davalılar bakımından ise işleyecek faiz oranı yönünden gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
6101 sayılı Kanun'un 7. maddesine göre eldeki davada da uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesinde öngörülen faiz sınırlaması nedeniyle davacıdan talep edilen aidatın her halde gerçek borçtan fazla olduğu ve taraflar arasındaki çıkabilecek uyuşmazlıklarda borç miktarının ayrıca hesaplanmasının gerekeceği-
Kooperatif genel kurullarında kabul edilen gecikme faizi de temerrüt faizi niteliğinde olup temerrüt faizinin yasal temerrüt faizinin yüzde yüzünü aşamayacağı-
Kooperatif genel kurullarında aidat ödemelerinin geciktirilmesi halinde alınması kararlaştırılan gecikme zammının temerrüt faizi niteliğinde olduğu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120/2. maddesine göre, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranının, birinci fıkrada belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, bu hüküm 6101 sayılı Kanun'un 7. maddesine göre görülmekte olan davalarda da uygulanacağı, bu yön gözetilmeksizin, davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilen faiz oranı esas alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı, zira, takip tarihinden itibaren yıllık yasal temerrüt faizinin % 9' olduğu, o halde, davalıdan talep edilebilecek faizin en çok %18 olduğu, kuşkusuz takibin devamında faiz oranlarındaki muhtemel değişiklik gözetilmek suretiyle hesaplama yapılacağı-
Takibe konu ihtarnamedeki asıl alacak tutarı üzerinden dava açılıp, harç yatırılmış ve talep sonucunun buna göre oluşturulmuş olduğu ve kesinleşen mahkeme ilamına göre kesinleşen işlemiş faiz oranı ve miktarı ile işleyecek faiz oranının tekrar işbu dava konusu yapılmamış bulunduğu, esasen karar tarihinden önce 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nın temerrüt faizine ilişkin 120/2. maddesinin, 6100 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca derdest davalarda uygulanması gerektiği, kesinleşen faiz oranı ve miktarlarının anılan yasa değişikliğine dayanılmak suretiyle yeni bir davanın konusu yapılamayacak olduğu-