Uyuşmazlığa konu davanın HUMK zamanında açılmış bulunması ve olayda dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK’nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, gider avansı istenmesinin yerinde olmadığı; bu ara kararı yerine getirilmediğnde sadece bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş olup mevcut duruma göre karar verilmesi gerektiği- Davalı borçlunun adresi için davacıdan bilgi vermesi İçin ihtar çıkarıldığında, davacı vekili dilekçe ile ABD adresinin tesbit edilemediğini ancak Tapu Müdürlüğü'nde yer alan adresine tebligatın yapılması istenilmişse de bu adrese bir tebligat yapılmamış olup, davalının Mernis adresinin tesbit edilememesi halinde, Tebligat Yasası'nın 35/2 maddesine göre "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. "belirtildiğinden, Tapu Müdürlüğü'nde olan adresine tebligat yapılmaması halinde mernis adres de tesbit edilmediğinden bu yasaya göre tebligat yapılması gerektiği-
İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde; ispat külfeti borçluya ait olup, isbatın ise mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile mümkün olduğu, İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın sonuçlandırılmasının mümkün olmadığı-
HMK’nun , icra ve iflas kanununda bir hüküm bulunmayan hallerde ancak İİK’nun da açıkça yollama yapılması (İİK. 50,68/a-IV vb.) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması halinde uygulanabileceği- Haczedilmezlik şikayetinin taraflar gelmeseler bile icra mahkemesince inceleme yapılıp, şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği (İİK. mad. 18/3)- HMK. mad. 324 de düzenlenen “delil ikamesi avansının”, HMK.’nun 114. maddesini (g) bendinde belirtilen” gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olduğu ve bir ‘dava şartı’ niteliğinde olmadığı-
Her ne kadar, davacı vekili mazeret dilekçesinde duruşma gününü UYAP'tan öğreneceğini belirtmiş ve mahkemece duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine karar verilmiş ise de, kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için yerine getirilmesi gereken hususların bilinmesi gerektiği, bu durumda, mahkemece, kesin sürenin verildiği duruşma tutanağının davacı vekiline tebliğ edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kurum zararı nedeniyle alacak istemine ilişkin davada, davanın 1086 sayılı HUMK yürürlükteyken açıldığı, dilekçeler aşamasının tamamlandığı ve tahkikat aşamasına geçildiği, tahkikat aşamasında HMK'nın yürürlüğe girdiği, mahkemece bu aşamada gider avansı yatırılması için kesin süre verildiği anlaşılmış olup, HMK. mad. 120, 324, 448 göz önünde bulundurulduğunda, gider avansının dava açılırken yatırılması gerektiği ve bu aşamanın geçtiği, dolayısıyla tamamlanmış olduğundan HMK hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilemeyeceği-
Davacı vekiline .......... tarihli oturumda ''...Bilirkişi için ..... TL ücret takdirine, avanstan karşılanmasına, olmadığı taktirde davacı vekili tarafından 2 hafta kesin sürede vezneye yatırılmasına, aksi halde bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılacaklarının hatırlatılmasına, ...'' şeklinde uyarı yapılmış olup, HMK'nun 324.maddesine göre bunun yaptırımının davacının bu delilden vazgeçmiş sayılıp, diğer delillere göre karar verilmesi olacağı, mahkemece bu yola gidilmeyip, davanın kesin süreye riayet edilmemesi nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bilirkişi ücretinin yatırılmasına dair ara karar delil avansına ilişkin olup hizmet tespiti davası kamu düzenine ilişkin olduğundan, bilirkişi ücreti yatırılmasa dahi mevcut deliller çerçevesinde mahkemece bir karar verilmesi gerekeceği, ayrıca uyuşmazlığa konu davada tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK’nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, ........... tarihli kararda delil avansı için hüküm kurulup davacıya ihtarat çıkarılmasına rağmen daha sonra gerekçeli kararda mehilin gider avansı için verildiğinden bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulen reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi delil avansı için verilen süreye uyulmamasının yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasını gerektirmediğinin gözetilmemiş olmasının da bozmayı gerektirdiği-
Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekeceği-
Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmezse diğer tarafın bu avansı yatırabileceği, aksi halde talep olunan bu delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı, delil ikame avansı dava şartı olmadığından yatırılmaması halinde HMK.nun 115/2.maddesi gereğince davanın reddine karar verilemeyeceği, mahkemece avans yatırılmayan delil ileri sürülmemiş gibi dava hakkında karar verileceği-