Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere; vasiyetçinin vasiyetname tarihinde fiil ehliyetine sahip olup olmadığının saptanmasının uzman bilirkişiler ve resmi sağlık kurulu raporu aracılığıyla yapılması gerektiği-
Ehliyetsiz olduğu ileri sürülen miras bırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve somasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kağıtları ve film grafilerinin eksik­siz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetinin olup olmadı­ğının tespiti için Adli Tıp Kurumu Başkanlığından rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında ehliyetsizlik iddiasının öncelikle incelenmesi, miras bırakanın ehliyetli olduğunun saptanması halinde muris muvazaası yönünden değerlendirmeyapılması gerekeceği-
Tapu iptali tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin davada hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kayıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, murisin hukuki ehliyete haiz olduğunun anlaşılması halinde, muris muvazaası yönünden değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı-
Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını gerekli kıldığı; Medeni Kanunun 409/2 maddesinin de akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngördüğü-
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekeceği-
Davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı- Davada, ehliyetsizlik hukuki sebebi yanında, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine de dayanıldığına göre, hukuki ehliyetin kamu düzeni ile ilgili olması sebebiyle mahkemece kendiliğinden gözetilerek, önemine binaen öncelikle inceleme yapılmasının gerekeceği- Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç altına girebilme ehliyetinden söz edilemeyeceği- TMK. 9'daki, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir, hükümle hak elde edebilmesi, borç altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış, TMK. 10 da, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin olmayı kabul ederek, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır, hükmünü getirdiği- Ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kıldığı- TMK. 409 da akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngördüğü- Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağı- Tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, davacı M. tarafından, çekişmeli taşınmazdaki payın davalıya yapılan temlik ( 29.5.2004 ) tarihinde hukuki ehliyete haiz olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, davacı M.'in ehliyetsiz olması halinde davanın kabulüne karar verilmesi, yok eğer, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı isteğin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile davacıların açtığı, ehliyetsizlik, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar veremeyeceği-
Davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırılık olmadığı- Ehliyetsizlik iddiasının kamu düzeniyle ilgili olması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde diğer nedenlerin incelenmesine gerek kalmayacağı hususları gözetildiğinde, anılan isteğin öncelikle ele alınmasının gerektiği- Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç altına girebilme ehliyetinden söz edilemeyeceği- TMK. 9'daki, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir, hükümle hak elde edebilmesi, borç altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış, TMK. 10 da, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin olmayı kabul ederek, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır, hükmünü getirdiği-  Ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kıldığı- TMK. 409 da akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngördüğü- Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağı- Bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkacağı, bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesinin zorunluduğu-  HUMK. 286 da belirtildiği gibi bilirkişinin “rey ve mutaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirdiği- Mahkemece, hukuki ehliyetsizlik iddiası konusunda dosyada bulunan raporlar arasındaki çelişki giderilmediği,gerekli araştırma ve uygulamanın yapılmadığı- Tarafların hukuki ehliyetsizlik yönünde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kayıtları, reçeteler ve benzeri belgelerin getirtilmesi, sonrasında 2659 sayılı Yasanın 7 ve 16. maddeleri göz önünde tutulmak suretiyle davacıyla birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek mevcut raporların da tartışılarak, davacının akit tarihinde ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetsiz olduğu saptanırsa vasi tayini için işlem başlatılması, vasi tayin edildikten sonra vasi marifetiyle yargılamaya devam edilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde hile iddiasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile davacıların açtığı ehliyetsizlik ve hile hukusal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilemeyeceği- 
Murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, vasiyetname tarihinde murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-