Davacının 03.06.2014 tarihli duruşma tarihinden önce 23.05.2014 tarihinde öldüğü, Mahkemece 03.06.2014 tarihinde davacının mirasçıları davadan haberdar edilmeden, taraf teşkili usulüne uygun olarak sağlanmaksızın anılan tarihte ölü olan davacı asilin duruşma gününden haberdar olduğu halde mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği belirtilerek dosyanın işlemden kaldırıldığı, dolayısıyla ikinci kez işlemden kaldırma kararının hatalı olduğu, her ne kadar Dairece HMK'nın 150/6. maddesi uyarınca yargılama sırasında 12.06.2012 tarihli celse, 03.06.2014 tarihli celse ve 08.04.2021 tarihli celse olmak üzere toplamda üç kez davacıların duruşmaya gelmediği gibi mazerette bildirmediği gerekçesiyle HMK'nın 150/1. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı, davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru görülmediği belirtilmiş ise de ikinci kez işlemden kaldırma kararının hatalı olduğu gözetildiğinde Dairenin 13.05.2024 tarihli bozma kararının maddi hataya dayalı olduğunun açık olduğu-
İcra mahkemesinde görülen borca itirazın borçlunun mirasçılarının haklarını etkileyecek nitelikte ve miras yoluyla intikali mümkün bir malvarlığına ilişkin hakkın kapsamı içerisinde olması dikkate alındığında, borçlunun kararın istinaf edilmesinden sonra ancak istinaf incelemesi yapılmasından önce vefatı üzerine HMK m. 55'de belirtildiği üzere borçlunun mirasçılarına tebligat yapılıp taraf teşkili sağlanmaksızın esas hakkında karar verilemeyeceği-
Uyuşmazlık; avukatı sıfatıyla davalı lehine alacak davası yürütürken azledilen davacının azlinin haksız olduğu ve taraflar arasında düzenlenen 01.03.2012 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin geçerli olduğu hususunda Özel Daire ve Mahkeme arasında çekişme bulunmayan somut olayda, davacının sözleşmede belirlenen ücretin tamamına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır..
Davada davacının ölümü hâlinde HMK’nın 55. maddesi gereğince mahkemece, davacının mirasçılarının tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir.
Asıl dava itirazın iptali, karşı dava menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, öncelikle yargılama sırasında vefat eden davalının mirasçılık belgesi getirtilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp, mirası reddetmeyen mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanmak, mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa terekeye temsilci tayin ettirmek suretiyle, taraf teşkili sağlandıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Uyuşmazlık, sahtecilik, yolsuz tescil ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir... Gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda taşınmazların keşfen belirlenen değeri üzerinden davacının payı oranında hesaplanan dava değerin üzerinden harcın ikmal edilmesi ve hüküm kurulurken bu değer üzerinden yargılama giderlerine hükmedilmesi zorunludur. Mahkemece öncelikle mirasçıları yönünden taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra davaya konu taşınmazlardan her birinin ifraz görüp görmediği, ifraz sonra oluşan taşınmazların parsel numaraları ile bu taşınmazların güncel tapu kayıtları ilgili tapu müdürlüğünden temin edilmeli, daha sonra dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek her bir taşınmaz yönünden mirasbırakandan davacıya intikal edecek miras payı ile bu taşınmazların ifraz sonucu oluşturduğu parsel numaralarının ve bu taşınmazlardan hangilerinin DSİ hangilerinin davalılar adına kayıtlı olduğunun belirlendiği, ayrıca davacının mirasbırakandan gelecek miras payına isabet eden dava değerinin hesaplandığı rapor tanzim edilmesi istenmeli, düzenlenen bilirkişi raporu dosyadaki bilgi ve belgelerle denetlendikten sonra davacı tarafa eksik harcı ikmal etmek üzere süre verilmeli, hüküm kurulurken davalılar adına kayıtlı olmayan taşınmazlar yönünden mülkiyetin tespiti yönünde karar verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemenin ölen tarafın bütün mirasçılarını duruşmaya çağırması gerektiği-
Dava açılmadan önce vefat eden kişi hakkında dava ehliyeti olmaması sebebiyle dava açılmasının olanağının bulunamadığı- Taşınmazın muris adına kayıtlı tapusunun iptali davasında kalan pay hakkında bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı-
Dosyanın incelenmesinde davalılardan ...............’nun yargılama sırasında vefat ettiği, mahkemece verilen ilk kararın Yargıtay ............. Hukuk Dairesince bozulması üzerine Yargıtay bozma ilamının, duruşma günü ve gerekçeli kararın anılan davalının ölümü ile vekalet görevi sona eren yargılama sırasındaki vekiline tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, şu durumda, mahkemece davalılardan ..................’nun mirasçılarının usule uygun şekilde davadan haberdar edilmeleri ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, ilgili usul hükümleri dikkate alınmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor