Yabancı uyruklu kişilerin, Türkiye’de takipte bulunabilmek için -mensup oldukları devlet ile aramızda alacaklıyı teminat göstermekten muaf tutan ikili bir anlaşma bulunmadıkça- «yargılama ve takip giderleri» ile «karşı tarafın zarar ve ziyanını» karşılamak üzere gerekli teminatı döviz olarak yaptırmak zorunda oldukları-Bu zorunluluk yerine getirilmeden takibin başlatılmış olması halinde, alacaklıya "gerekli teminatı yatırması için" icra dairesince uygun bir süre verilmesi gerekeceği-
Takip talebinde «borçlu» olarak gösterilmemiş olan kişiye, adı ödeme emrine yazılarak, ödeme emri gönderilemeyeceği–
İptal edilen takip dosyasından takibe devam edilip, borçluya ödeme emri gönderilmesinin, süresiz şikâyete neden olacağı–
«Resmi tasfiye» süresince, tereke borçlarından dolayı mirasçılar hakkında takip yapılamayacağı -
Türkiye’de ikametgâhı bulunmayan yabancı uyruklu kişinin mensup olduğu devlet ile aramızda ikili adli yardım sözleşmesi bulunması halinde, o yabancı uyruklu kişinin teminat göstermeden, Türkiye’de bir Türk vatandaşı hakkında takip yapabileceği–
Mirası red ettiğini, ilamla belgeleyen mirasçının, miras bırakanın borcundan dolayı hakkında yapılmış olan takibi, her zaman şikayet yolu ile iptal ettirebileceği–
Defter tutma süresince tereke borçlarından dolayı mirasçılar hakkında takip yapılamayacağı -
Miras yolu ile intikal eden alacağa ilişkin icra takibinin, mirasçıların tümü veya tereke temsilcisi tarafından yapılabileceği–
Senedin, bir kimsenin kendi aleyhine delil teşkil etmek üzere düzenlendiği bir belge olup, medeni usul hukukunda bir isbat vasıtası olduğu–
Alacaklının babasının, vekaleten icra takibinde bulunamayacağı–