"Asıl borçlu"nun zamanaşımı itirazının kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesine ilişkin kararın kesinleşmesine karşın, alacaklı tarafından İİK. 33/a-2 uyarınca 7 gün içerisinde alacak davası açılmaması halinde, "icranın geri bırakılması" kararının takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve bu durumda "icra kefili" borçlu hakkında da talep doğrultusunda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği- NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Yargıtay 11. HD. 09.06.2021 T. E: 5867, K: 4925; Yargıtay 12. HD. 20.06.2011 T. E: 14157, K: 12445; HGK. 15.03.2006 T. E: 12-61, K: 59; Antalya BAM 11 HD. 09.03.2020 T. E: 1350, K: 440; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)
İcra kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup bu gibi hallerde İİK'nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı- Mülga 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay olup, asıl borçlu yönünden zamanaşımı dolmuş ise de borçlunun talebi icranın geri bırakılması olup, İİK’nun 71. maddesinin atfı ile İİK’nun 33/a maddesi uyarınca da takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğraması durumunda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Hamilin cirantayı takip etmesi halinde zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu- Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borçlular hakkında bir yıllık zamanaşımı süresi içinde herhangi bir takip işlemi uygulanmadığından icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
İstinaf ve temyiz yoluna başvurunun satıştan başka icrai işlemleri durdurmayacağı, meskeniyet şikayetinin reddine ilişkin karara karşı borçlu kanun yoluna başvurmuş olup "borçlunun başka malvarlığı olmadığı" gerekçesi ile "zamanaşımının kesildiğinin kabul edilemeyeceği", borçlunun işe girme ya da miras yoluyla mal edinebilme ihtimalinin mevcut olduğu gözetilerek icra takibini ilerletmeye yönelik başka taleplerde bulunabileceği dikkate alınmak suretiyle, İİK. m 71/son; 33/a uyarınca, bonoya dayalı takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğradığına yönelik başvurunun esasının incelenmesi gerektiği-
Takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazına ilişkin olarak mahkemece bilirkişiye başvurulmasının kanuna aykırı olduğu-
Her ne kadar dosyaya ne zaman sunulduğuna dair üzerinde havale bulunmasa da dosya içerisinde avukatın alacaklı şirket vekili olduğuna dair noterliğin ... yevmiye nolu vekaletnamesinin bulunduğu, avukatın azledildiğine dair herhangi bir iddia, bilgi veya belgenin bulunmadığı, muhtıra tebliğ tarihinde ise şirketin kayyım tarafından yönetildiği ve zaten kayyım tarafından vekalet verilen avukatın alacaklıyı muhtıra tebliğ tarihinden öncesinde takipte temsil ettiği, avukatın 14.12.2012 tarihli talebinin TOKİ'ye haciz müzekkeresi gönderilmesi olduğu, kayyımın 11/02/2015 tarihli talebinde de sıraya alınan TOKİ'deki haczin sırasının ne zaman geleceği ve TOKİ'ye yeni bir haciz yazısı yazılması talebine ilişkin olduğu, avukatın vekaletnamesinin dosya içinde olmadığının kabul edilmesi halinde dahi, alacaklının yapılan işleme 11/02/2015 tarihli talebi ile icazet verdiğinin kabulü gerektiği, alacaklı icra dosyasında kendisini geçerli vekaletnameye dayalı olarak bir vekille temsil ettirdiğinden 14/12/2012 tarihli haciz talebi işleminin geçerli olduğu-
İcra mahkemesinin nihai kararları tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz edilebilir ise de “tefhim” kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması gerektiği- İcranın geri bırakılması kararına karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmamış olması halinde, "alacağın zamanaşımına uğradığı" hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında "bekletici mesele" yapılacağı ve dava sonuna kadar icra takibinin duracağı, davanın kazanılması halinde duran icra takibine devam edileceği, davanın kaybedilmesi halinde ise dosyadaki hacizlerin kalkacağı-
Tedbir kararı verilmeden yetkiye ve imzaya itiraz edilmiş olması zamanaşımını kesmeyeceği gibi, itirazın satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmayacağı (İİK. 170/1)- İbraz süresi 03/02/2012 tarihinden önce dolan çeklerin altı aylık zamanaşımı süresine tâbi olduğu- Alacaklının taşınmaz haczi talebi ile menkul haczi talebine kadar zamanaşımını kesen yada durduran hiçbir işlem bulunmadığı görüldüğünden zamanaşımının gerçekleştiği- Borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabulü ile, şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği (İİK. 71/son, 33/a)- "Aciz vesikasının düzenlediği tarihe kadar altı aylık zamanaşımı süresinin dolmadığı ve aciz vesikasının düzenlediği tarihten itibaren de 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı" gerekçesiyle "şikayetine reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İcranın geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra 7 gün içerisinde zamanaşımına ilişkin genel mahkemelerde dava açılmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Somut olayda, İİK'nun 33a/2 maddesi uyarınca davacı tarafından açılmış bir dava olduğunun da ileri sürülmemiş olması sebebiyle davacının temyiz itirazlarının reddi ile davanın reddine ilişkin kararın onanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasında, davacının dava dayanağı takip konuları olan alacağının varlığının mahkeme kararı ile tespit edildiği ve kesinleşip kesinleşmediği, bu alacağın takibe konulması ve diğer dava koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği-