Avalistin, bonoyu düzenleyenin imzasına itiraz hakkı bulunmadığı- Takibe konu bono üzerinde şirket kaşesinin bulunduğu, ayrıca avalistin adının yazılı olup iki adet imzanın bulunduğu, avlistin, şirketin yetkilisi olduğu ve her iki imzanın ona ait olduğu anlaşıldığından, imzalardan birinin düzenleyen şirket adına, diğerinin ise aval için atıldığının kabulü gerekeceği, imzanın şirket kaşesi üzerinde olup olmamasının şirketin sorumluluğu ve bononun geçerliliğine etki etmeyeceği-
Dava konusu bonoları keşideci olarak imzalayan kişinin sadece bu sıfatla tek imza ile bonoları düzenlemesi mümkün iken, yetkili temsilcisi olduğu şirkete de bonolar üzerinde avalist olarak yer verip ikinci kez imzalamasının, bonoları kendisi adına keşide ettiğini, yetkilisi olduğu şirketi ise aval veren durumuna koyduğunu gösterdiği, öte yandan bono üzerindeki yazıların keşideciye ait olmamasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı-
Keşideci ve keşideci lehine aval veren dışında cirantaların çek tazminatından sorumlu olmayacağı-
Sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imzanın aval olarak değerlendirileceği-
Senetler üzerindeki iki imzadan birinin açığa atılması halinde, bu durumda açığa atılan imzalardan birinin aval olarak atıldığının ve dolayısıyla muteriz borçlunun borçtan şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Bononun iptali istenilen davada, mahkemece öncelikle 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32.maddesi uyarınca bono bedeli üzerinden eksik peşin harcın tamamlatılması gerekirken, eksik harç tamamlanmadıkça yargılamaya devam edilemeyeceği- Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olunca, devralmış olan kişinin görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği-
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itirazın, İİK. mad. 170'de  düzenlenmiş olduğu ve bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiği-  Bilirkişi tarafından düzenlenen ve kesin kanaat bildiren rapor ile imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı konusunda görüş bildirmeyen Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince  düzenlenen  rapor arasında çelişki meydana gelidiğinde bu çelişkinin giderilmesi bakımından konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine yeniden imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Lehine aval verilen bono borçlusunun borcu şekil noksanlığından başka bir nedenle batıl olsa bile, aval verenin taahhüdünün geçerli olacağı- 
Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi senet keşidecisi için gerekli olup, TTK.nun 702. maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olmasının bonoda bulunması gereken bu tanzim yeri eksikliğini ortadan kaldırmayacağı-
Kambiyo takibine konu edilen bonoda, keşidecinin şirket olduğu, senet üzerindeki iki imzanın da açığa atıldığının görüldüğü, bu durumda, her ne kadar imza, şirket temsilcisine ait çıkmadığı için şirket sorumlu olmasa da açığa atılan imzadan, imzanın kendisine ait olduğu tespit edilen ve şirket yetkilisi olmayan kişinin şahsen sorumlu olduğu-
Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 702. maddesinde aval veren kişinin kimin için taahhüt altına girmişse, aynen onun gibi sorumlu olacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor