Tasarrufun iptali isteğine ilişkin davada borçlu ile hukuki işlemde bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle, bunların mirasçılarına ve suiniyet sahibi diğer üçüncü şahıslara karşı açılması gerekeceği (6183 s. K. mad. 25)-
Tasarrufun iptali davalarında, HMK'nin 5 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kuralları geçerli olup, iptal davaları aynî hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan, davanın konusu taşınmaz olsa bile taşınmazlara ilişkin kesin yetki kurallarını düzenleyen HMK'nin 12. maddesi hükmü bu davalarda uygulanmayacağı-
Borçlu davalı ile 3. kişi konumundaki diğer davalı  arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu; borçlu davalının ikametgahı mahkemesinde açılan davanın esasına girilmesi gerektiği-
Davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Davanın, ticari bir dava olmadığı sebebiyle asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
İptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği-
Hükmü temyiz eden Hazine vekili dilekçesi ile temyiz isteğinden vazgeçtiğini bildirdiği ve bu konuda yetkilendirildiği anlaşıldığından temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle reddi gerekeceği-
Gerçek kişiler arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı (HMK. mad. 17)- Kişisel hakka dayanan tasarrufun iptali davalarında HMK. mad. 5 vd.'nda düzenlenen yetki kurallarının geçerli olduğu-
Davacı TMSF ile davalılar arasında tasarrufun iptali için açılan davanın Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanmadığı-
İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu-