Sıra cetvelinin icra dosyasında satışı yapılan borçluya ait her bir taşınmaz bedeli için ayrı ayrı düzenlenmesi gerektiği- Bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerindeki ilk haczin kamu haczi olduğu, şikayetçilerin alacağı yönünden İİK'nın 268. maddesindeki istisnanın sözkonusu olmadığı, buna göre sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğu- Haklarındaki şikayetin reddine karar verilen şikayet olunanlar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Alacaklının, "kambiyo senedinin kıdem tazminatı için verildiğini" belirtmesinin borçlu tarafından kabul edilmedikçe senedin kambiyo vasfını etkilemeyeceği- Borçlu şirket hakkında iflas erteleme davasında verilen tedbir kararı ile "icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına" şeklinde karar verildiği dikkate alındığında, icra müdürlüğünce kambiyo takibinin durdurulmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Alacaklı tarafından, işçi alacağına dayalı olarak borçlu şirket aleyhine 08.05.2017 tarihinde genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibi itiraz edilmemesi üzerine kesinleşmiş olduğu, borçlu şirket hakkında ise 22.02.2017 tarihinde konkordato mühleti verildiği, takibe konu alacak, ilamla hüküm altına alınmamış ise de, borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmeyip, takibin kesinleştiği anlaşıldığından, anılan alacağın, İİK'nun 206. maddesinin birinci sırasında belirtilen işçi alacağı olduğunun kabulü gerekip, takibin durdurulmasına yönelik icra dairesi kararı ile bu işleme ilişkin şikayetin reddine ilişkin icra mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği-
6183 s. K.'nun 21/1. maddesinde 3. şahıslar tarafından haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce o mal üzerine kamu alacağı için haciz konulması halinde kamu alacağının hacze iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı hükme bağlandığı, bu hükmün kamu alacaklarının ilk hacze iştirakleri yönünden özel bir düzenleme olduğu, İİK'nın 206. maddesinin kamu alacaklarının hacze iştirak etmesinde uygulanmayacağı, kamu alacağının hacze iştiraki açısından ilk haczin dayandığı alacağın niteliği ile ilgili bir ayrım yapılmadığından ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak edeceği- 6183 s. K.'un 21/1. maddesi ilk haczin 3. kişiler tarafından uygulanması hallerine münhasır olup, 3. kişiden sonra birden çok kamu alacaklısı tarafından haciz konulması halinde, haciz sahibi bütün kamu alacaklılarının ilk hacze iştirakinin kabulü gerektiği, böyle bir ihtimalde kamu alacaklıları bakımından aynı Yasa'nın 69. maddesinin uygulanmayacağı gerekçesiyle, şikayetin kabulüne ve sıra cetvelinin iptali gerektiği-
Şikayetçinin alacağının, iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmediği, İİK'nın 206. maddesinde, anılan sürenin hesaplanmasında alacak hakkında açılmış olan davanın devam ettiği sürenin hesaba katılmayacağının düzenlendiği, şikayetçi tarafından, alacağı için açılmış bir dava bulunmadığı, icra takibi yapıldığı gerekçesiyle, şikayetin reddine dair verilen kararın isabetli olduğu-
Şikayetçilerin işçilik alacaklarının dayanağı olan belgelerin İİK’nın 100. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı, bu nedenle hacze iştirak haklarının bulunmadığı-
Takibe konu işçi alacağının tahakkuk tarihinin 2015 yılı Ağustos- Ekim ayları olduğu, iflasın ertelenmesi davası devam ederken 19.10.2015 tarihinde tedbir kararı verildiği, ancak alacağın İİK'nun 206. maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olduğu ve dolayısıyla tedbir kararında atıf yapılan İİK'nun 179/b maddesi hükmü gereğince tedbir kararının istisnası kapsamında kaldığı, işçi alacaklarının tahsili için icra takibi yapılıp bu takibe devam edileceği, bu takipte satış işlemlerinin de yapılabileceği-
İİK. mad. 206 hükmünün ilk fıkrasında belirtilen alacaklılarının, gayrimenkulden kaynaklanan vergiler çıktıktan sonra kalan bedel üzerinde rüçhan hakları bulunduğu, sıraya girmeden öncelikle bu alacakların ödeneceği- Davacının alacağının ipotekli alacak olduğu gözetilerek, rüçhanlı alacak olarak kaydedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dördüncü sıraya kaydedilmiş olmasının doğru olmamasına rağmen şikayetçinin bu konudaki talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yerel mahkemenin tedbir kararına ilişkin davada takip alacaklısı banka taraf olmayıp hakkında verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından takip yapmasına engel bir durumun söz konusu olmadığı-
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği-