Şikayet olunan ilk sıradaki alacaklıların alacağının işçilik alacağı olduğu, şikayetçinin alacağının ise 3. sırada yer aldığı, şikayetçi kurumun alacağının imtiyazlı alacak olması ve imtiyazlı alacakların da sıra cetvelinde 3. sırada bulunmaları gerekmesi nedeniyle icra müdürlüğünce hazırlanan sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Kayıt kabul istemi- İİK m. 206/4 uyarınca dava konusu işçilik alacağının imtiyazlı olarak iflas sıra cetveline kaydedilebilmesi için iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğması gerektiği, somut olayda mahkemece, davaya konu fazla mesai alacaklarının iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğan alacak yönünden birinci sıraya, kalan fazla mesai alacağının ise 4. sıraya yazılacak şekilde tespiti ile buna göre karar verilmesi gerektiği-
İflas sıra cetvelinde sıraya şikayet isteminde, şikayetçinin alacağının diğer alacaklılara göre rüçhanlı olmadığı, alacağın iflas sıra cetvelinde 3. sıraya yazılmasında kanun ve usule aykırılık bulunmadığı-
Borç, ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabileceği, bununla birlikte alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatması durumunda aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, davacı banka tarafından borçluya karşı hem kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hem de ipoteğin paraya çevrilmesi istemli takip başlatıldığı, daha sonra ipoteğin paraya çevrilmesi istemi ile başlatılan takibin iptaline karar verildiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip dosya hesabına göre bakiye borç miktarının ............ TL olduğu, yargılamaya konu 07.06.2022 tarihli sıra cetvelinde davacı bankanın alacağının bu miktar üzerinden gösterildiği, davacının devam eden bir ipotek takibinin bulunmadığı, düzenlenen sıra cetvelinde ve Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taksitle ödeme sözleşmesinin devamı müddetince satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış isteme süresinin duracağı- Haciz tarihinde yürürlükte bulunan yasa gereğince satış isteme süresinin 2 yıl olduğu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihten taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı  tarihe kadar  6 ay 9 günlük  bir satış isteme süresinin işlediği, geriye 1 yıl  5 ay 21 günlük sürenin kaldığı- Taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihten itibaren kalan sürenin işlemeye devam edeceği, bu durumda mahkemece taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihin araştırılarak satış talebinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi  gerektiği-
Tenzilat ve vade konkordatosunun bir araya getirilmesinin karma (bileşik) konkordato olarak adlandırıldığı- Karma konkordato talep eden borçlunun borca batık olmadığı, ödeme gücü bulunduğu, tasdik edilen projenin faiz içermediği, projede hem üç ay ödemesiz dönem kararlaştırılması hem de ödemelerin beş yıl gibi uzun vadeye yayılması dikkate alındığında, konkordato talebinden sonra mühlet hükümlerinin sağladığı hukuki korumadan yararlanan borçlunun yeni bir süreden yararlandırılmasının yerinde olmadığı- Alacaklıları mağdur edecek ve konkordatonun amacı dışında finansman türü niteliğinde görülen projedeki teklifin borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı (İİK m. 305/1-b) ve neticede borca batık olmayan şirket hakkında talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetveline ilişkin şikayet üzerine, icra mahkemesince sıra cetvelinin iptaline karar verilmekle yetinilmesi gerektiği, yeniden sıra cetveli düzenlenerek karar verilmesinin hatalı olduğu- Şikayetçi, şikâyet dilekçesinde yalnızca yapılan sıra cetvelinde "garameye dâhil edilmeyi" istediği hâlde, talep aşılarak, şikâyet olunan garameden çıkarılarak karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra mahkemesince, sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceği, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiği belirlenirken, şikâyetçinin "garameden pay almış olanların garameye girmemesi gerektiğine" dair iddiasının bulunmadığının dikkate alınması, ayrıca şikâyet olunanlar garame dışı bırakacak şekilde verilen kararın, bu şikâyet olunanlar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun gözetilmesi, mahkemece verilecek kararın gerekçesinde, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde bu ilkelere de yer verilmesi, iptal nedenleri hükmün sonuç kısmında ayrıca belirtilmeden sıra cetvelinin sadece iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu 2918 sayılı Kanun'un 18 ve 90. maddelerinden hareketle, değer kaybı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarının belirlenme esaslarının düzenlendiği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının zorunlu tutulmasının amacının motorlu taşıtın işletilmesinden kaynaklanan zararların tazmin edilmesini sağlamak olduğu, söz konusu tazminatların belirlenme esaslarının ise üçüncü kişilerin yaşam ve mülkiyet hakları kapsamındaki gerçek zararlarını karşılamaktan uzak olduğu, motorlu taşıtı işleten kişinin motorlu taşıt işletilmesinden kaynaklanan menfaatleri ile üçüncü kişilerin motorlu taşıt işletilmesi nedeniyle zarara uğramaları hâlinde bu zararlarının tazmin edilmesindeki menfaatleri arasında dengenin sağlanması gerektiği, hesaplanan değer kayıplarının, destek-ten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarının dava konusu kurallara göre hesaplanan değer kaybı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarından yüksek bir miktara tekabül etmesi hâlinde üçüncü kişinin zararının, bu zararı teminat altına alması için öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında karşılanamaması söz konusu olduğundan bu durumun zarar gören kişi aleyhine sonuç doğuracağı, karayolu zorunlu trafik sigortasının öngörülmesinin temelinde yatan mağdurun gerçek zararının karşılanması amacıyla bağdaşmayacağı ve uyuşmazlığa konu olan kuralların devletin pozitif yükümlülüğüne uymadığı gerekçesiyle kuralın Anayasa’nın ilgili hükümlerine aykırı olduğunun isabetli görüldüğü-
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nun 15. maddesinin 'şikayetçi OSB alacağının özel kanunu uyarınca imtiyazlı olduğunu' belirtmekte olup, buna göre şikayetçi alacağının İİK.'nin 206/4. maddesine uygun şekilde ödeneceği ve rehin alacağının önüne geçip geçemeyeceği hususunun tartışmalı olduğu- Ancak gerek şikayet dilekçesi gerekse de istinaf ve temyiz itirazları içeriğinde şikayetçi vekilince; borçlunun arsa tahsis sözleşmesi uyarınca taahhüt ettiği ödemelerini yapmadığı bildirilmiş olmasına rağmen, mahkemece şikayetçi alacağının dayanakları araştırılmaksızın; doğumunun ipotekten önceki ya da sonraki tarihli olup olmadığına dair belirleme yapılmaksızın eksik inceleme neticesi karar verilmesinin doğru olmadığı- İpotek öncesi döneme ait elektrik, su, doğalgaz ve aidat alacaklarının varlığının tespit edilmesi halinde, şikayetçi alacağının bu miktar bakımından rehinli alacaklının önüne geçebileceği, ipotek sonrası döneme dair alacaklar hakkında ise İİK.'nin 206/4. maddesi hükmü uygulanmak suretiyle, rehinli alacaklıya göre önceliği olmayacağı hususları dikkate alınarak, oluşacak sonuca uygun şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Konkordato talebinde bulunan grup şirketler ve gerçek kişilerin ayrı ayrı projelerini sunmalarından ve malvarlıkları ayrı ayrı değerlendirilmesinden sonra alacaklılar toplantısında her bir grup şirket ve gerçek kişi alacaklıları için ayrı alacaklılar listesi oluşturularak, projeler için ayrı toplantı yapılıp ayrı tutanaklar tutulmak suretiyle ve her bir konkordato talep eden için İİK 302'deki çoğunluk koşulunun ve İİK 305'deki koşulların varlığının mevcut olup olmadığının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği- Konkordatonun tasdiki için imtiyazlı alacakların tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izni ile akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerektiği, İİK 206. maddenin birinci sırasında yazılı olan işçilik alacakları imtiyazlı alacaklardan olduğu-