Takip dayanağı çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiğine ilişkin ibraz kaşesinin bulunmadığı ve dolayısıyla alacaklının müracaat hakkını kaybettiği anlaşıldığından, takip dayanağı belgenin, "adi havale" niteliğinde olup, kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği ve dolayısıyla İİK.nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığı ve genel haciz yolu ile yapılan takipte, anılan belgeye dayanılarak itirazın kaldırılmasının istenemeyeceği- Borçlu tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesinde de borç kabul edilmediğine göre, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiği ve bu nedenle mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip talepnamesinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının harca esas değerinin gösterilmiş bulunması karşısında, İİK’nun 58/3. maddesindeki koşulun yerine getirildiğinin kabulü gerektiği- Temerrüt oluşmadığı, faiz istenemeyeceği ve faiz oranına ilişkin iddiaların borca itiraz olup, takibin şekline göre İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, icra müdürlüğü yerine, icra mahkemesine yapılan itirazın, fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacağı-
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, İİK'nun 62. maddesine göre yapılan itirazın İİK'nun 66. maddesi gereğince takibi durduracağı- Fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen istisnai düzenlemeden varlık yönetim şirketlerinin yararlanamayacağı-
Borçlunun ileri sürdüğü hususların, genel haciz yolu ile takipte itiraz niteliğinde olup, bu itirazın İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, dolayısıyla icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmayacağı-
İtiraz tarihinde davalı şirketi temsile yetkili olmayan tarafından itirazda bulunulduğu, usulüne uygun yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceği, dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiği-
Genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, her türlü itirazın süresi içinde icra dairesine bildirilmesinin zorunlu olduğu, borçlunun, borca itiraz niteliğindeki mükerrer takip yapıldığına ilişkin itirazını da 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekmekte olup, icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurmasının hukuki bir sonuç doğurmayacağı-
Borçlu hakkındaki takibin yasal sürede itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleştiğinin anlaşıldığı ve buna göre alacaklının takibe devam etmesine bir engel bulunmadığı-
8. HD. 14.03.2016 T. E: 2014/22537, K: 4558-
Ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekeceği, ödeme emrine itiraz tarihinin, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarih olduğu- Borçlunun borca itiraz dilekçesi muhabere yolu ile ilgili icra dairesine gönderildiğinden, borçlu vekilinin borca itiraz dilekçesinin icra dairesinin muhabere defterine kaydedilip kaydedilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İtirazın kaldırılması isteminin ön koşulunun yasal sürede yapılmış geçerli bir itirazın varlığı olduğu, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına ya da devamına yönelik bir karar verilip verilmemesinin öneminin olmadığı- Yasal sürede yapılmış bir itiraz bulunmaması halinde, itirazın kaldırılması isteminin de konusunun bulunmayacağı-