Tasfiyeye konu bağımsız bölümün edinilmesine davalının ve davacının kişisel malı ile katkısı kanıtlanmadığından, taşınmazın tamamının aksi kanıtlanamadığından edinilmiş mal olduğunun kabulü gerektiği- Taşınmazın bedelinin bir kısmının peşin bir kısmınında kredi ile karşılandığı, taşınmazın edinilmesinde davalı adına 111 ay vadeli  konut kredisinin 15 aylık taksidinin boşanma dava tarihine kadar ödendiği, kalan 96 aylık taksidin taşınmazın borcu olarak kaldığı anlaşılmakla, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu bankadan getirtilerek, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile karşıladıkları miktar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenerek karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 04.04.2017 T. E: 2015/16765, K: 5041-
Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklandığından, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olması veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek olmadığı- Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin bu iddiasını ispat etmesi gerektiği- Bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği- Tasfiyeye konu edilen araç eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına tescil edilmiş olup araç edinme tarihi itibariyle davalının edinilmiş malı olduğundan, aksinin davalı tarafından ispatı gerektiği- Araç alımında kullanıldığı anlaşılan davalı adına çekilen 18 ay vadeli tüketici kredisi evrakları gözetilerek öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunup, sonra bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilerek, tespit edilecek bu oranın, aracın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarının belirlenmesi, saptanan aracın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktarın, artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulması ve uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınması gerektiği-
8. HD. 09.03.2017 T. E: 2015/10577, K: 3312-
Evlilik birliği içinde bedeli davacı tarafından ödenerek satın alınan tapuda davalı adına tescil edilen mesken yönünden mal rejiminin tasfiyesiyle katılma alacağının tahsiline yönelik davanın "artık değere katılma alacağı" isteğine ilişkin olduğu- Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiş olacağı (TMK 225/son)- Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu- Mahkemece, tasfiyeye konu ve satış yolu ile davalı eş adına tescil edilmiş olan meskenin satın alınmasında davalının evlilik öncesi sahip olduğu kişisel malı olan dava dışı aracın satımından gelen bedelin kullanıldığı kabul edilmişse de, hesap raporunda dava dışı aracın satımından gelen paranın meskenin alımında kullanıldığı hususunun banka kayıtlarından anlaşıldığı bildirilmiş olmasına karşın, söz konusu raporun bu bölümü Yargıtay denetimine açık olmadığından, bilirkişi kurulundan bu hususta rapor alınması gerektiği- Davalı asıl tarafından bilirkişi raporunda katılma alacağı olarak tespit edilen bedel yargılama devam ederken davacının banka hesabına yatırılmış ise de, davalı taraf yargılama sırasında usul hükümlerine göre davayı kabul etmediği gibi, bozma ilamının tümü göz önünde bulundurulduğunda hüküm altına alınacak bedelin bankaya davalı tarafça yatırılan miktar olduğu kesin olarak anlaşılmadığından, mahkemece yapılacak iş, dava dışı aracın satımından elde edilen paranın dava konusu meskenin alımında kullanılıp kullanılmadığı duraksamaya yer vermeksizin belirlenip, meskenin bozmadan önceki belirlenen sürüm değeri güncelliğini yitireceğinden bundan sonra verilecek karar tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değeri tespit edilip, davacının dava dilekçesinde faiz isteğinde bulunduğu da göz önünde bulundurularak gerçekleşecek sonuca göre davacı tarafın katılma alacağı talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
"...Davacı ile boşanma ve boşanmanın ekonomik sonuçları konusunda anlaştık, .. protokol gereğince davacı ile boşanmamıza karar verilmesini talep ederim... " şeklindeki beyanın, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile malvarlığına ilişkin bir açıklama içermediğinden, mal rejiminin tasfiyesi, boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğunun bulunmadığı, protokol yanlış yorumlanarak mal rejiminden kaynaklanan davanın reddinin hatalı olduğu- Anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimine yönelik anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerektiği- Mal rejiminden kaynaklanan taleplerin boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebileceği- 
Borçlu eşin malvarlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği alacağın tahsili sürecinin sonunda belli olacağından; üçüncü kişinin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kararın verildiği aşamada borçtan sorumlu tutulamayacağı- Mahkemece, eşden kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalı hakkındaki alacak talebi hakkında HMK. mad. 167 uyarınca üçüncü kişi davalıya karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eşten katılma alacağının tahsil edilebilme durumunun HMK. mad. 165/1 gereğince “bekletici sorun” yapılması gerektiği-
Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunduğu iddia edilen taşınmazın ve dava konusu taşınmazın devir tarihleriyle birlikte önceki malik veya maliklerini de gösterir tapu kayıtları getirtilerek, her iki taşınmazın el değiştirme tarihlerinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım-satım değerleri vs göz önünde bulundurularak dava konusu taşınmazın ikame kuralı gereği kişisel mal ve davacının katılma alacağı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacı kadına ait olan çeyiz eşyalarının belirlenmesi , gerekirse mahallinde keşif icra edilerek davacıya ait eşyaların özellikleri tesbit edilerek bu doğrultuda rapor alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekeceği-
Taşınmazın arsasının taraflar evlenmeden önce 3. kişiden satın alınarak davalı eş adına tescil edildiği, satın alındığı tarih itibari ile taşınmazın arsasının davalının kişisel malı olduğu anlaşıldığından, taşınmazın arsası mal rejiminin tasfiyesine konu edilemeyeceği-