Dava konusu taşınmazın ............. tarihinde davalı eş adına satış yoluyla tescil edildiğine, ............ tarihinde taşınmazın 3. kişiye satış yoluyla devredildiğine, satış ile mal rejiminin sona erdiği tarih arasında geçen süre ile dosya kapsamında davacının da kabulünde olduğu üzere bu taşınmazın satılarak, bedelinin davalının kızının düğününde harcandığı anlaşıldığına, mal rejiminin tasfiyesinde ancak mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edileceğine göre, mahkemece bu gerekçe ile söz konusu dükkana ilişkin katılma alacağı talebinin reddi gerekeceği- Mahkemece, davalının kişisel malı niteliğindeki taşınmaz hissesinin devir tarihindeki değeri ve davaya konu ....... numaralı meskenin edinim tarihindeki değeri uzman bilirkişilerce belirlenerek, davaya konu meskenin edinilmesinde, kişisel mal ile karşılanmayan kısım bulunup bulunmadığının belirlenmesi, kişisel malla karşılanmayan kısım var ise, bu kısım edinilmiş mal kabul edilerek, bu kısım üzerinden davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamına göre, davacının ziynet eşyalarının satılarak edinilen dava dışı arsanın satım bedelinin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığının ispatlanamadığının kabulü doğru ise de, dava dilekçesinde delil olarak dayanılan boşanma dava dosyasında davacı kadının o dosyadaki tanıklarının, kadının çocuk bakarak, el işleri yaparak aile geçimine katkıda bulunduğunu beyan ettikleri, eldeki dosyada dinlenen davacı tanıklarının davacının evlilik birliği içinde çalışıp çalışmadığıyla ilgili beyanlarının alınmadığı anlaşıldığına göre, davacı tanıklarının yeniden çağrılarak davacının çocuk bakarak veya el işi, örgü işi yaparak çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise bu çalışmalarının devamlılık arz edip etmediğinin sorulması, bu şekilde davacının çalışması dava konusu evin edinilmesinden önce devamlılık (veya katkı sağlayacak kadar kısmen) arz etmiş ise, davacının elde ettiği gelirin ve buna bağlı olarak katkı oranının belirlenip belirlenemeyeceği gözetilerek, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ile 6098 sayılı TBK'nın 50. ve 51. maddelerinin kapsamları da dikkate alınarak dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek bir miktar paranın davacı lehine katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekeceği-
"Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceği, ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağına” ilişkin HMK’nin 177. maddesinde -28.07.2020 tarihinde- yapılan değişikliğin derdest davalarda da uygulanacağı- Bozma sonrası "davacı vekilince son celse mazeret bildirmelerine rağmen bu konuda hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulması" nedeniyle temyiz edilen ve "adil yargılanma kuralına uyulmaması" nedeniyle tekrar bozulan karar üzerine, bozma sonrası davacı vekili, "(ilk) Yargıtay bozma ilamında ancak bedel talep edilebileceği belirtildiğinden, taleplerini ıslah ederek dava konusu taşınmazın değerinin 1/2’sini edinilmiş mal rejiminin tasfiyesi ve katılım alacağı olarak talep ettiklerini" belirtmiş ve mahkemece "bozma sonrası ıslah yapılamayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, (ilk) bozma ilamı araştırmaya yönelik olup tahkikat devam ettiğinden, davacının ıslah dilekçesi dikkate alınarak yargılama yapılıp sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Artık değere katılma alacağına ilişkin dava da tasfiyeye konu malın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği- Hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, malın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu/trafik kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurularak gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınması gerketiği-
Taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 2005 yılında davalı adına bankaya yatırılmış ve mevcut olup -TMK’nin 220. maddesi gereğince- aksi ispat edilemediğinden tarafların edinilmiş malı niteliğinde olan hesaptaki para üzerinde davacının yarı oranda katılma alacağı hakkının bulunduğu- Paranın davalı hesabında bulunmasının tek başına davalının kişisel malı olduğunu göstermeyeceği- Davacı tarafça bu para üzerinde hak sahibi bulunulduğu iddia edilerek taşınmaz alımında katkıda kullanıldığı iddia edildiğine, söz konusu para mal ayrılığı rejimine geçilmeden önce çekildiğine ve mal ayrılığı rejimi geçerli iken alınan dava konusu taşınmaz alımında kullanıldığı göz önüne alındığında, her iki tarafın haklarının yeni mal rejimine (mal ayrılığı rejimine) tarafların kişisel malları olarak geçtiği dikkate alınarak, bu miktarların taşınmaz alımında toplu katkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği-
Tasfiyeye konu TOKİ projesi kapsamında yer alan taşınmazın, peşinat ödenmesi için davacının ziynet eşyaları kullanılmışsa da davacı bu alacağı için ayrıca dava açtığından mahkemece evlilik birliği içinde ödenen taksitlerin, taşınmazın edinme değeri içindeki oranı belirlendikten sonra, bu oranın, davalı lehine yapılan denkleştirme sonrası ortaya çıkan, taşınmazın karar tarihine en yakın güncel değeriyle çarpılması neticesinde bulunan artık değerin yarısına katılma alacağı olarak hükmedilmesi gerektiği-
8. HD. 17.06.2019 T. E: 2957, K: 5986-
2005 yılında satın alma suretiyle edinilen, işyeri niteliğindeki balık lokantası olarak faaliyet gösteren taşınmaza ilişkin katılma alacağı davasında, tapu kaydındaki hisse dikkate alınmaksızın, dava konusu balık lokantasının davalı kadına devredildiği, hisse devrinin balık lokantası için yapıldığı, bu nedenle davaya konu balık lokantasının bozma sonrası karar tarihine en yakın güncel sürüm değeri artık değer kabul edilerek katılma alacağı hesabının yapılması gerekirken, tapuda yazılı hisse üzerinden karar verilmeyeceği-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteği-
Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, bağımsız bölümlerin alım değerinin %15,95’inin davacı kadının kişisel malı niteliğindeki taşınmazın satışından gelen para ile karşılandığı, bunun dışında kalan alım değerinin %84,05’lik kısmının ise bir bölümünün davacının kişisel malı niteliğindeki diğer taşınmazın 1/2 payının satışından elde edilen para, bir bölümünün ise bankadan çekilen 45.000 Euro kredi ile karşılandığı anlaşıldığından, mahkemece davacı lehine %15,95’lik oran karşılığının katkı payı-değer artış payı olarak verildiği ve Daire onamasından da geçtiği gözetilerek, bakiye %84,05’lik oranın ne kadarlık kısmının taşınmazın 1/2 payının satışından, ne kadarlık kısmının bankadan çekilen 45.000 Euro kredi ile karşılandığı açıklığa kavuşturulup bu bölümler oransal olarak tespit edildikten ilgili taşınmazın 1/2 payının satışından gelen bölümün ve yine 45.000 Euro kredinin boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden payı karşılığının davalı lehine denkleştirmede kişisel malı olarak dikkate alınması, kredinin evlilik birliği içine isabet eden 79/120 oranın belirlenecek karşılığı ile dava konusu bağımsız bölümlerin karar tarihine en yakın belirlenen miktarının birlikte değerlendirilip, artık değer ve neticesinde davacının katılma alacağının bu bölüm gözetilerek belirlenmesi ve talep ile kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm kurulması gerektiği-