İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının üç ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu, alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağından mahkeme tarafından borçlunun şikâyetinin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği- Mahkemece; "aynı ilamda hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat, yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve işlemiş yasal faizlerden oluşan alacak kalemleri için tek bir takip yapılabileceği gibi ayrı ayrı takip yapılmasının mümkün olduğu ve aynı dosya ile ilamlı icra takibini zorunlu kılan yasal bir düzenlemenin mevcut olmadığı gerekçesiyle" şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kocanın açtığı terk hukuki sebebine dayanan davanın kocanın eşini evden kovduğu, ancak kadının terk ihtarına uyarak ortak konuta döndüğü, bu suretle dava koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmış olup,. fiili ayrılık döneminde de davalı kadının bir kusurlu davranışı iddia ve ispat olunmadığından eşini evden kovan kocanın boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu- Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılarak boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiğinden davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Somut olayda dava Aile Mahkemesinde açılmış, Erzurum Aile Mahkemesinin 2009/170 Esas, 318 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan görevsizlik kararının temyizsiz kesinleşmesiyle Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılarak temyize konu hükmün oluşturulduğu, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinin; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağladığı, Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanmasının gerekeceği-
Arazi maliki olan davacının taşınmazın ayrılmaz parçası haline gelen, ayrılması halinde bütün özelliğini kaybedecek yapılar için davalılara muhik bir tazminat ödemesi gerekeceği-
Hakimin kira parasını takdir ederken kira tespitinin bir sınırlama olduğunu gözeteceği ve hakimin bu sınırlamayı "hak ve nesafet" ilkesi uyarınca yapacağı-