Borçlunun malvarlığı üzerinde çok miktarda haciz bulunması ve borçlarını ödeyememiş olmasının, aciz halinin varlığını ve mal kaçırma niyetinin bulunduğunu göstereceği–
Tasarrufun iptali davalarında "borcun, tasarruf tarihinden önce oluştuğunun davacı-alacaklı tarafından kanıtlanması gerekeceği–
İcra müdürlüğünce düzenlenmiş olan "Geçici Aciz Belgesi" başlıklı belgenin "yok" hükmünde olacağı, çünkü ne İİK'da ve ne de İİK. Yönetmeliği'nde, icra müdürlüğüne böyle bir belge düzenleme yetkisinin verilmemiş olduğu–
İflasın açılmasından sonra –İİK 187 ve 194 uyarınca- dava açma veya açılmış davayı takip yetkisinin iflas idaresine geçeceği-
Tasarrufun iptali davalarının amacının; borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak" olduğu- Yapılan haciz işlemleri sırasında tutulan haciz tutanaklarından ve  alınan aciz belgesinden borçlunun aciz halinde olduğunun belirlenmiş olduğu- Taşınmazı borçlu davalıdan satın alan üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında alacaklı davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerektiği- 
Kural olarak "cebri icra yoluyla yapılmış olan satışlar (ihaleler) hakkında" iptâl davası açılamayacağı, ancak "alacaklısından mal kaçırmak amacına yönelik bir (muvazaalı) alacak-borç ilişkisi yaratılarak, takip yapılmak suretiyle gerçekleştirilen ihaleler hakkında iptâl davası açılabileceği–