İhale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise, malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği- Asıl olan malın gerçek değerinden ihale edilmesi olduğundan, malın salt muhammen değerin üzerinde satılmış olması halinde, her zaman "zarar unsurunun oluşmadığını" göstermeyeceği ve "malın gerçek değerini bulduğu" anlamında yorumlanamayacağı-
12. HD. 30.11.2023 T. E: 6066, K: 8045
İlk derece mahkemesince 20/10/2022 tarihinde verilen şikayetin reddine dair kararda alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, kararın tüm unsurları ile birlikte alacaklı vekilinin yüzüne karşı tefhim edildiği, alacaklı tarafından süre tutum dilekçesi sunulmadığı, gerekçeli istinaf dilekçesinin kararın tefhiminden itibaren yasal 10 günlük süreden sonra, gerekçeli kararın 06/11/2022 tarihinde tebliği üzerine, 08/11/2022 tarihinde, verildiği anlaşılmış olup alacaklının istinaf istemi süresinde olmadığından anılan durumun borçlu lehine kesinleşmiş sayılacağı ve usuli kazanılmış hak oluşturacağı, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nın 365/3. maddesi uyarınca alacaklının istinaf başvurusunun süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, ticari ve ekonomik bütünlük arzeden taşınmazların birlikte tek bir ihalede satılmasının zorunlu olduğu, aksi durumun satışa katılımı azaltacağı, satışı yapılan malın değerini ve dolayısıyla ihale bedelini de olumsuz etkileyeceği kabul edildiğinden, asıl ve birleşen dosyalarda tüm taşınmazlar yönünden ihalelerin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ihalede pey süren olup, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılmasının ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-
Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği- Şikayetçi borçlunun hapis cezası ile hükümlü olması sebebiyle 19.02.2021 tarihinde cezasının infazına başlandığı, tahliye tarihinin 3.08.2025 olduğu, Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2022/390 Esas ve 2022/414 Karar sayılı kararı ile borçluya vasi atandığı, vasinin de Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2022/427 sorgu numaralı dosyası ile 08.06.2022 tarihinde tutuklandığı, satış ilanının tutuklu olması nedeni ile ceza infaz kurumunda 14.02.2023 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü-Satış ilanı tebliğ işlemi şeklen usulüne uygun ise de, borçlunun hükümlü ve kısıtlı, yasal temsilcisi olan vasisinin de tutuklu olması nedeniyle satışa hazırlanabilmeleri, gerekli duyuruları yapabilmeleri ve daha fazla alıcı bulabilmeleri için gerekli imkanların oluşmadığı, nitekim muhammen bedeli 11.478.180,00 TL olan taşınmazın 21.02.2023 tarihli ihalede 6.758.058,00 TL bedelle ihale edildiği görüldüğünden şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi kurulmasının isabetsiz olduğu-
12. HD. 28.11.2023 T. E: 7887, K: 7893
Mahkemece, İİK'nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik 134/3. maddesinde belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki usul uygulanarak nispi harç ve harç yatırılırsa akabinde HMK'nın dava şartlarına ilişkin 114. maddesi uygulanarak ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve yasada yeri olmadığı halde " İİK'nın 134/4 gereğince ihalenin feshi talebinin yapılmamış sayılmasına" şeklinde karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince Harçlar Kanunundaki açık düzenlemeye aykırı ve yasal olmayan gerekçelerle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği-
12. HD. 28.11.2023 T. E: 6459, K: 7876
12. HD. 28.11.2023 T. E: 7736, K: 7895