Davacı kadının, dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa tahkikat duruşmasında ileri sürülen yoksulluk nafakası isteğinin, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olduğu-
Davacının boşanma davasındaki, boşanmaya karar verilmesi halinde hükmedilmesi muhtemel olan boşanmaya bağlı ikincil nitelikteki tazminat ve nafaka hakkının elde edilmesini temin etmek için de olsa davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tedbir konulamayacağı-
Müşterek çocukların fiilen anne yanında geldikleri tarih ile velayetin değiştirilmesine ilişkin kararın kesinleştiği tarih arasında geçen süre içinde, çocuklar yararına uygun bir tedbir nafakasına hükmedileceği-
Davacı kadının davanın açıldığı sıradaki ve karar tarihindeki ihtiyaç durumunda bir değişikliğin mevcut olmadığı, bu nedenle davacı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar devam etmesi gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş olduğundan, davacı-karşı davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin doğru olmadığı-
Davalı vekilinin nafaka talebinden vazgeçtiklerine ilişkin beyanının tedbir nafakasını da içereceği, yeniden talep edilmeyen tedbir nafakası hakkında, talebin reddine karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece eşine göre davacı kocanın daha fazla kusurlu kabul edilmesi doğru olmadığı gibi; eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği halde, davalı kadının tazminat taleplerinin reddi yerine, davalı yararına maddi ve manevi tazminatlara hükmedilmesinin de doğru olmadığı -
Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının sürekli ve düzenli bir işi ve gelirinin bulunmadığı, bu nedenle davacı yararına, davalının mali gücüyle orantılı uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedileceği-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek "dava tarihinden geçerli olmak üzere" davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı eş ve yanında bulunan müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-