TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - IV. Özel durumlar > - 1. Ölüm ve bedensel zarar > Madde 54 - b. Bedensel zarar
Belgeli olmayan tedavi giderlerinden ve Kanun kapsamında olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun devam ettiği- Bozma sonrası hükme esas alınan denetime uygun raporda davacının maluliyetinin %5 olarak belirlendiği, bu oran üzerinden bozma öncesi alınan hesap raporu revize edilmiş ise de bozma öncesi hesap raporunun da %5 üzerinden düzenlendiği, böylece revize edilirken usule aykırı şekilde tazminatın azaltılmasının bozma sebebi olduğu-
İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uygun olarak esas hakkında uyuşmazlığı sona erdirecek infaza elverişli bir karar verilmesi gerektiği- İtiraz Hakem Heyetince, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğinden denetlenebilir ve infaz edilebilir bir şekilde, asıl talep ve feriler dahil olacak şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği-
Aktüer raporunda hesaplamasında TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması yerinde olmakla birlikte %1,8 teknik faiz ve işleyecek devre bakımından “devre başı ödemeli belirli süreli rant” yöntemi kullanılması doğru olmadığından, işleyecek devre bakımından progresif rant formülü kullanılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanmasında dikkate alınmaması gerektiği- Aktüer raporundaki hesaplamanın, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle yapılacağı-
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
Tazminata dair kararı kesinleştiğinden, davalı sigorta şirketi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde başvurunun usulden reddine dair karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Rapora göre davacının maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-