Mahkemece davacı vekiline Dairemizin anılan kararı eklenerek mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletnamesini sunması için 2 haftalık sürenin verildiği yönünde ihtar içerir tebligat yapılmışsa da, davacı vekilinin özel yetkili vekaletname sunmadığı, o halde mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 77. maddeleri dikkate alınarak sonucuna göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mirasçı alacaklısının mirasın reddinin iptali isteği-
Limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun gereğince takibe tabi tutulacakları- Mahkemece, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerektiğinden, hükmen rede ilişkin kararının kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre tazminat davasında karar verilmesi gerektiği-
Terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilebilmesi için; mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, tereke pasifinin aktifinden fazla olması ve mirasçıların terekeye sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunmamış olması da gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde, mirasın reddedilmiş olduğu hususu maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olup; olayda borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden önce, TMK'nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren, yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmediği, bu durumda; takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği, buna göre; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun ölüm tarihinden itibaren mirası ret süresi içerisinde herhangi bir icra takibi yapılamayacağından, satış ilanının tebliğinden sonra borçlunun ölümü üzerine, bu kez satış ilanının mirasçılarına tebliği ile taşınmazın (ölümden yaklaşık 2,5 ay sonra) ihalesinin yapılmasının mümkün olmadığı-
Müdahalenin men'i, kâl ve ecrimisil istemlerine-
Mirasın gerçek reddi-
Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ve dürüstlük kuralına da aykırı değil ise, alacaklının taraf değişikliği yapmak sureti ile bu yanlışlığın düzeltilmesinin mümkün olduğu- Ancak mirasçılar hakkında ek takip talebinde bulunulmadan örnek 2 icra emri çıkarılamayacağı ve bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği- İİK. mad. 53/1 uyarınca borçlunun ölümü ile birlikte (3) günlük sürenin bitiminden itibaren başlayacak olan TMK'nun 606. maddesinde yazılı süre geçmeden mirasçılar aleyhine takip yapılmasının da mümkün olmadığı-