25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için bu bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, ilgilinin doğum tarihi ile tanığın dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanında yanılgı olasılığının da bulunduğu, o halde, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak değiştirilmesi yolunda hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen kişinin ikiz kardeşi olduğundan mahkemece iki kardeşin birlikte tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna sevk edilerek ikiz olup olmadıkları konusunda sağlık kurulu raporu alınıp bu husus açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davada ...'in annesi olduğunun tespitine karar verilen kişinin bu dava ve sonucundan hukuku etkileneceğinden adı geçenin davaya dahil edilmesinin gerekeceği-
Dosyada bulunan nüfus kayıt örneğinden doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'ın ... adında ikiz kız kardeşi olduğu anlaşıldığı halde; her iki kardeşin de birlikte tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna sevki sağlanarak ikiz olup olmadıkları konusunda sağlık kurulu raporu alınmadan, ikizlik kaydının kaldırılarak doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Karı koca oldukları anlaşılan Hakim ... ile Cumhuriyet Savcısı ...'in yargılamanın 16.11.2007 günlü ikinci ve hükmün verildiği 25.1.2008 günlü üçüncü (son) oturumlarına katılmış olmalarının 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Yasasının 46. maddesine aykırılık oluşturduğu gözetilmeden davaya bakılıp karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan doğum tarihine ilişkin resmi kaydın tanıkların soyut anlatımlarına dayanılarak değiştirilmesi yolunda hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Nüfus kütüğünde kayıt düzeltme (bu bağlamda doğum tarihinin düzeltilmesi) davaları kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece kişinin gerçek yaşının saptanması konusunda doğrudan araştırma ve inceleme yapılarak gerçek doğum tarihinin saptanmasının ve buna göre hüküm kurulmasının gerekeceği, böyle bir davanın kamu düzenini ilgilendirmesi gerekçesiyle yasa koyucunun, 5490 sayılı Yasa’nın 36. maddesinin l/B hükmü ile kayıt düzeltme davalarının aynı konuda ancak bir kez açılabileceği ilkesini getirdiği-
Nüfus Hizmetleri Yasası’nın uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 29. maddesinde yurt dışında doğanların doğdukları yer adı ile birlikte ülke adının da yazılacağı ve aile kütüklerine bu şekilde tescil edileceği belirtilmiş olmasına karşın yasanın bu hükmüne aykırı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Doğum tarihinin düzeltilmesi istenen kişinin hangi ay ve yılda doğduğu konusunda inandırıcı ve yeterli kanıt yok ise, bu kişinin ay ve gün saklı kalmak üzere yalnızca doğum yılı gösterilerek değiştirilmesine hükmedilmesi gerektiği-
Davacının nüfus kayıtlarında anne adının düzeltilmesine karşın, bu kişinin nüfus kütüğüne kayıtlı olduğu yer, cilt, hane numarası yazılmayarak hüküm kurulması doğru değil ise de, bu eksikliğin giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmeyeceği-