Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının saptanması halinde senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılmasının gerekli olduğu-
Borçlu şirkete her ne kadar 02.01.2013 tarihinde örnek 10 no’lu ödeme emri tebliğ edilmiş ise de, İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29.01.2013 tarih, 2013/8 E. - 2013/76 K. sayılı kararı ile takibe dayanak senedin icra kasasında olmadığı gerekçesi ile söz konusu ödeme emrinin iptaline karar verildiğinin anlaşıldığı, bu karar üzerine borçlu şirkete çıkartılan yeni ödeme emrinin ise 04.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, o halde, 06.03.2013 tarihinde borçlunun icra mahkemesine yapmış olduğu başvurunun süresinde olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte itiraz ve şikayetlerin İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede yapılması gerekip, bu sürede itiraz etmeyen borçlu yönünden takibin kesinleşeceği, itiraz ve şikayetin şahsi olup, ancak başvuran açısından hüküm ifade edeceğinden, itiraz ve şikayette bulunmayan diğer borçlular yönünden hiçbir sonuç doğurmayacağı-
Takip borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmadığı, itirazın sadece itiraz eden borçlu yönünden hukuki sonuç doğuracağı dikkate alınarak itiraz eden borçlu yönünden hüküm tesisinin gerekeceği-
Borçluların yasal süresi içerisinde takibe konu senedi itiraz konusu yapmasından sonra icra dosya borcunun keşideci tarafından ödenmiş olmasının, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmediği-
Ticari mümessilin, hüsnüniyet sahibi 3. şahıslara karşı, müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesenin gayesine dahil olan bütün tasarrufları yapmak salahiyetini haiz sayıldığı, dolayısıyla, ticari mümessilin kambiyo senedi düzenlemesi için ayrıca yetki verilmesinin gerekmediği-
Borca itiraz hakkında İİK.nun 169/a maddesi uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” hükmünün yer aldığı, mahkemece, borçlunun, borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK.nun 169/a-5. maddesi uyarınca kabul edilen miktar ve ferileri için takibin durdurulması yerine, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Ticari mümessil olarak atanan kişinin uzun süre ticari faaliyette bulunmasına eylemli olarak benimseyen şirketin, takip konusu bononun keşide tarihinden sonra vekili azletmesi ve işlemlerini kabul etmemesinin iyi niyetli bir davranış olmadığı yönündeki direnme kararı doğru değil ise de; ticari vekil olan kişinin şirket adına kambiyo senedi tanzime yetkili olduğu-Ticari mümessilin temsil yetkisinin ticaret siciline tescili gerekirken; ticari vekilin temsil yetkisinin sicile tescil edilemeyeceği-
Borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği, somut olayda zamanaşımı itirazının esasa ilişkin neden olmaması sebebiyle tazminata hükmedilemeyeği-
Şirket yetkilisi tarafından borçluya kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği, şirket kaşesi üzerine atılan tek imzanın şirket adına vekaleten atıldığı ve bu kişinin borçtan şahsen sorumlu şahsen sorumlu tutulmaması gerekeceği-