Yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağının yasaklanmadığı, yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme (icra dairesi) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmiş olacağı, ancak, borçlunun bu yerlerden birini tercih etmesi gerekeceği-
Takibe konu çekin teminat amacıyla verildiği iddiası, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verileceği-
Borçlu itirazında senedin teminat senedi olduğunu bildirerek ödeme iddiasında bulunmuş ve bir adet sözleşme, bir adet hesap çizelgesi ibraz etmiş ise de; sözleşmede ve hesap çizelgesinde bonoya atıf bulunmadığı gibi alacaklının borçlunun teminat senedi olduğuna ilişkin kabul beyanının da bulunmadığı, bu nedenle söz konusu bononun ibraz edilen sözleşme kapsamında düzenlendiğinin kabulüne olanak bulunmadığı-
6102 sayılı TTK. mad. 687/1. uyarınca, alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat etmediğine göre, mahkemece itirazın reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu-
Borçlu şirketin “şirketin çift imza ile temsil edildiği, senette ise tek imzanın bulunduğu”na yönelik başvurunun “borca itiraz” niteliğinde olduğu- Keşideci borçlu şirket hakkında takip yapan lehtar, bonodaki imzanın, borçlu şirket temsilcisine ait olup olmadığını veya şirketin çift imza ile temsil edilip edilmediğini bilebilecek durumda olduğundan, senetteki imzanın, borçlu şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden, bonoyu imzalayanın, şirketin yetkili temsilcisi olduğunu araştırmadan ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, itirazı kabul edilen keşideci borçlu şirkete karşı başlattığı takipte “ağır kusurlu” kabul edilmesi ve borçlu şirket yararına tazminata (İİK.'nun 169/a-6) hükmedilmesi gerektiği-
Borçlu, senedin teminat amacı ile verildiği itirazı ile birlikte faize ve faiz oranına da itiraz ederek takibin iptalini talep etmişse de, mahkemece faiz ve faiz oranına ilişkin itirazlar değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun, takip dayanağı bononun teminat senedi olarak verildiği iddiası, "borca itiraz" niteliğinde olup, bu iddianın kabulü halinde "takibin durdurulması"na karar verilmesi gerekirken, "şikayet" olarak vasıflandırılarak "takibin iptali" yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Şirket adına senet düzenleme yetkisinin ne zaman başladığı hususuna ilişkin olarak, ticaret sicil kayıtlarının, sadece üçüncü kişiler hakkında ilandan sonra hukuki sonuçlarını doğuracağı; borçlu şirketin sorumluluğu açısından ise, yönetim kurulu karar tarihinin esas alınması gerektiği-
Kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisini içermediği anlaşılan vekaletnameye dayalı düzenlenen senedin vekil eden şirketi bağlamayacağı-
6102 s. TTK. mad. 676/1 uyarınca, poliçe bedeli hem yazı hem de rakamla gösterilip de, iki bedel arasında fark bulunursa, yazı ile gösterilen bedel üstün tutulması gerektiğinden, borçlunun borca itirazının kısmen kabulü ile, senette yazı ile gösterilen miktar üzerinden takibin durdurulması ve durdurulan kısımdaki asıl alacak miktarı nazara alınarak tazminata hükmedilmesi gerektiği-