Ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazında sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulmasının zorunlu olduğu- Mahkemece, TBK'nun 100. maddesi ve İİK'nun 169/a-1 maddesi gözetilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi gerektiği-
"Senet metninde yazı ile "bin" ibaresinin sonradan yazıldığı bilirkişi raporu ile tespit edilmişse de, savcılıkta şüpheli sıfatı ile ifadesi alınan borçlunun borcu kabulü karşısında, senet bedelinde tahrifat yapıldığı iddiası ile icra mahkemesine yapılan başvurunun da reddi gerektiği-
Takibe konu senedin, takip alacaklısı bankaya teminat olarak verildiğine ilişkin iddiaları konusunda dayandıkları kredi ve kefalet sözleşmelerinde senede açıkça atıf bulunmadığı gibi, takip dayanağı senedin ön veya arka yüzünde, senedin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama da olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçluya herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediğinden, takibin kesinleşmediği ve bu durumda, başvurunun bu haliyle İİK. mad. 168/5, 169 kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerektiği- Borçlunun başvurusunu, İİK'nun 71. maddesine dayandırmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği (HMK. mad. 33)- Borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de, alacaklının uyuşmazlığı sürdürme iradesinin mevcut olması nedeniyle borçlunun itiraz hakkının doğduğu ve itirazının süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
Borçlunun iddiasını kanıtlaması gereği-
Keşidecinin imzasının bulunmaması halinde, keşideci için aval vermiş olan şikayetçinin, senet bedelinden dolayı sorumlu tutulamayacağı, kambiyo senedi tanzimi için vekaletname verilmesi halinde bu kuralın uygulanmayacağı-
Takip dayanağı bononun teminat senedi olarak verildiği iddiası İİK'nun l69. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup kabulü halinde, iptal yerine takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dayanak belgenin(bono) hangi ilişkinin teminatı olduğu, yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı sürece takibe konu edilmesinin engellenemeyeceği-
Yetki sözleşmesinin tacir olmayan avalisti bağlamayacağı- Takip konusu bonoların tanzim edildiği yerler gösterilmemiş olup; anılan senetleri tanzim edenin adresinin ise, Kaş olduğu, söz konusu bonolarda tanzim yeri ve ödeme yerinin Kaş olduğu, muteriz borçlu ile diğer takip borçlusunun adreslerinin Kaş olduğu ve sözü edilen borçlulara ödeme emrinin anılan yerlerde tebliğ edildiği görüldüğünden, muteriz borçlunun ikamet adresi ve gerekse bonoların tanzim yerleri Kaş olduğundan borçlu hakkındaki icra takibi yönünden Kaş İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu-
Borçlu vekilinin temyiz süre tutum dilekçesinin havale işlemi ile mahkeme ekranlarına düştüğü tarihin "temyiz tarihi" olarak kabulü gerekeceği- Takip konusu çekin keşidecisi limited şirketin ticaret sicil gazetesinde yayımlanan statü tadili ile nevi değişikliğine giderek. A.Ş. ünvanını aldığı, söz konusu şirketin, genel kurul toplantısında, yönetim kurulunca alınan karar ile şirketi temsil edecek (iki kişinin müşterek imzası ile) kişilerin belirtildiği, takip dayanağı çekte ise, alınan karardan farklı olarak keşideci hanesinde tek imzanın atılı bulunduğu görüldüğünden, muteriz borçlu şirketin borçtan sorumlu tutulamayacağı-