Kocanın açtığı boşanma davası «kusurlu olduğu» gerekçesiyle ret edildikten sonra, fiilen ayrı yaşanılan 7-8 sene içinde, eşi ve çocukları ile ilgilenmeyen koca aleyhine boşanma davası sonucunda maddi tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Kocanın karısını dövmesi kesinleştiğine göre, ihtarının hukuki sonuç doğurmayacağı, bu durumda kocanın açtığı terk sebebiyle boşanma davasının reddi, kadının karşılık dava olarak açtığı şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davasının kabulü gerekeceği-
Davalı tanıkları dinlenmeden, sadece davacı tanıkları dinlenerek eksik inceleme ile karar verilemeyeceği–
Kadının, MK.’nun 186. ve 197. maddesine dayanarak açmış olduğu tedbir nafakasına ilişkin davanın reddedilmesi halinde, boşanma dava-sının açıldığı tarihten itibaren mahkemece -kendiliğinden- tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği–
16.2.1983 ve 21.2.1983 tarihli Resmi Gazetelerde yayımlanan sözleşmeler göz önünde tutularak, nafaka hükmünün davacı yönünden tenfize, küçük S. yönünden de reşit olduğu tarihle sınırlı olarak tenfize karar verilmesi gerekirken davanın reddinin isabetsiz olacağı-
Kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği saptanmadan, yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği–
Boşanma davasına bakan mahkemenin, süresinde ve usulüne uygun olarak -«ilk itiraz» olarak- yapılmayan yetki itirazını dikkate alamayacağı ve kendiliğinden «yetkisizlik kararı» veremeyeceği (Boşanma dava-larında yetki kurallarının «kesin yetki kuralı» olmadığı)–
Medeni Kanunun 133. maddesine göre boşanmaya karar verilebilmesi için, akıl hastalığının üç seneden beri devam etmesinin, şifasının kabil olmamasının ve müşterek hayatın devamını çekilmez hale koyduğunun gerçekleşmesi gerekeceği- Davacının MK. 133 ve 134/1 maddelerine dayandığı, bilahare davasını 134/1. maddeye hasrettiği, bu durumda şiddetli geçimsizliğin varlığına ilişkin davalıdan kaynaklanan somut bir olayın gerçekleştiği sonucuna varılırsa; davalının tedavi gördüğü hastanelerdeki dosyaları celp edilerek, Adli Tıp Meclisinden gerçekleşen olayların iradi olup olmadığı konusunda görüş alınmasının ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davalının hukuka aykırı eyleminin bulunmadığı ceza mahkemesince tesbit edildiğinden, bu yöne ilişkin tanık beyanlarına değer verilemeyeceği-Taraflara verilecek sürenin ve bu süre içinde yapacağı iş ve yerine getireceği yükümlülüklerin kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olmasının gerekeceği-Çaresizlikten ortak eve gelip sığınmak zorunda kalan ve boşanmaya vardıracak önemli bir kusuru bulunmayan davalı aleyhine boşanma kararı verilmesinin isabetsiz olacağı-Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin iddiaların ilk itirazlardan olduğu-