Kadının evi terk nedenini oluşturan dövülme, kocanın başka ka-dınla ilişkisi vb. gibi olayların etkilerinden kurtulmasını sağlayacak ma-kul bir süre geçmeden gönderilen ihtarın “haklı” sayılmayacağı–
Tarafların devamlı kavga etmesi, davacının davalıya hakaret edip evden kovması, davalının eşyaları tahrip edip taşla evin camını kırmasının; evlilik birliğinin taraflar için çekilmez hale geldiğinin ve boşanmanın kabulü için yeterli sebep olacağı-
Eşlerin hem davalı hem barışık olmasının, olası bir davranış ve makul bir hareket tarzı olarak düşünülemeyeceği- Boşanma davası açılması üzerine, istek olmasa bile hakimin davalı kadın (ve yanındaki çocuklar) yararına kendiliğinden -dava tarihinden itibaren- uygun miktarda nafakaya hükmetmesi gerekeceği–
Boşanma davaları kamu düzenini ilgilendirdiğinden hakime geniş takdir hakkı tanındığı, tarafların bir dava üzerinde serbestçe hareket etme imkanına sahip olmadığı– Boşanma davalarında hakimin kanıtları serbestçe -ancak, objektif esaslara dayanarak- değerlendirilebileceği– Mahkemece maddi olayların takdirinde hataya düşülmesi halinde, hükmün Yargıtay’ca bozulacağı–
İlkokula başlama çağındaki ya da anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuğun anne yanında kalmasının bedeni ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yolunda, ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadan velayetinin anneye verilmesi gerekeceği–