Toplanan delillerden babaya karşı nefret duyguları içerisinde oldukları anlaşıldığından gerçekleşen bu durum karşısında küçüklerin velayetinin anneye verilmesinin gerekeceği-
Davacı tanıklarının beyanlarından davalının davacıyı dövdüğü, davacının bu nedenle ayrı yaşamakta haklı olduğu, bu nedenle nafakaya hükmedilmesinin gerekeceği-
Boşanma davası incelenirken Medeni kanunun 137,143,ve 144. maddelerine dayanılarak hükmolunan tazminat ve nafaka istemleri boşanmanın fer'i niteliğinde olup ayrıca harç ve vekalet ücretine tabi olmayacağı-
Tarafların «eşit kusurlu» olmaları halinde de - örneğin; kadının kocasına hakarette bulunması, kocasını bıçaklaması, kocanın karısını başkası ile aldatması, dövmesi- boşanma kararı verilebileceği–
Karı kocanın medeni bir düşünce ile müşterek çocukları ya da açıklanmayan nedenlerle görüşmeleri aile birliğinin kurulduğunu kabule yeterli olamayacağından, sınırlı bir ilişkiyi aile birliğinin kurulduğu şeklinde yorumlamanın mümkün olmadığı-
Taraflar arasındaki müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan boşanmaya karar verilmesinin gerekeceği-
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları itibariyle evde bakıcı bulundurulmasının ananın ihmali olarak değerlendirilemeyeceği ve ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım ve şefkatine muhtaç 30.01.1995 doğumlu çocuğun babanın velayetine bırakılmasının usul ve kanuna aykırı olacağı-