Yargılamanın iadesini ilişkin davanın ayrı bir dava olduğu gözetilerek ayrı bir esasa kaydı ve nispi karar, ilam harcı alınması gerektiği-
İçtihat değişikliğinin mevzuat değişikliği olmadığı- İçtihat değişikliğinin başlangıçta davacının dava açmakta haklı olduğunu göstermeyeceği-
Yargılamanın iadesi talebinin ayrı bir dava olup harca tabi olduğu- Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak önceden görülüp kesinleşen karara karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulduğuna göre uyuşmazlığın, taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu, konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olduğu ve davanın nispi harca tabi tutulması gerektiği- Harçlar Yasası' nın harcın alınmasını veya tamamlattırılmasını yanların isteklerine bırakmadığı, bu yönün mahkemece kendiliğinden gözetileceğini hükme bağladığı; Harçlar Yasası’nın buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağının öngörüldüğü-
Yargılama sırasında ibraz edilmeyen mirasın reddi kararı dayanak gösterilerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulamayacağı-
Yargılamanın iadesinin, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilen istisnai ve olağanüstü bir kanun yolu olduğu-  Kesinleşmeyen kararlara karşı yargılanmanın iadesi yoluna başvurulamayacağı-
Feragat nedeni ile red edilen mahkeme kararının, sadece usul hukukuna dayanan istinaf sebeplerinden dolayı istinaf edilebileceği- Usul hukukuna dayanan istinaf sebeplerinin ise, usul hukuku kurallarının yanlış uygulanması halinde söz konusu olacağı- İlk derece mahkemesinin, davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin kararı, feragat hakkındaki usul hukuku kurallarına aykırı ise, istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesinin, davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin kararını kaldırarak, davanın esası hakkında karar vereceği-
Müşterek çocuğun velayetin değiştirilmesi talebiyle davacı babanın açtığı davada, davalı annenin yokluğunda yargılama yapılıp, davanın kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararın usulsüz olarak tebliğ edilmesi ile kararın kesinleştirildiği anlaşıldığından, kararın davalı anneye usulsüz olarak tebliğ edilmiş olması ve annenin davadan haberdar olduğu bildirdiği tarih itibariyle karar henüz kesinleşmemiş olduğundan, davalı annenin yargılamanın yenilenmesine ilişkin dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak nitelendirilmesi gerekeceği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 374–381 (dâhil) maddelerine göre, mahkemece, iadeye konu dava dosyasının kesinleşmesi açısından irdeleme yapılması gerektiği, bu bağlamda, tebligatın usulüne uygun olmadığına kanaat getirilmesi durumunda söz konusu iadeye konu dava dosyasının gerekçeli hükmünün taraflara usulüne uygun tebliği ile temyiz edilmesi durumunda dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesi gerektiğinden, iade sebepleri arasında sayılmayan usulsüz tebligattan ötürü yargılamanın iadesi talebinin reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yargılamanın iadesi istemi üzerine hakimin, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmeleri ve belirlenen günde oturuma gelmeleri için davetiye gönderip duruşma yapmadan yargılamanın iadesi isteği hakkında hüküm kuramayacağı- Daha evvel verilip kesinleşen dosya üzerinde, tarafları duruşmaya davet etmeden ek karar ile talebin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Sonradan ele geçirildiği ileri sürülen belgenin, yargılamanın iadesine konu davada uyuşmazlık konusu olmadığı- Önceki tarihli verilen karar miktar nedeniyle kesin nitelikte olup; delillerin takdirinde yapılan hata ise tek başına yargılamanın iadesini gerektirmediğinden, mahkemece şartları oluşmadığından yargılamanın iadesine ilişkin davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor